Toplam yorum: 3.092.427
Bu ayki yorum: 3.028

E-Dergi

attutmaz Tarafından Yapılan Yorumlar

24.02.2002

Kitabın 1999 baskısında mevcut olan
1. "Siyasî liberalizm-John Rawls ile birTartışma"
1a. Kamusal Akıl kullanımı ile barış,
1b. "Hakikat"e karşı "akılcı" ya da dünya görüşlerinin moral yönü
2. Avrupa'nın bir anayasaya ihtiyacı var mı?
3. Demokrasinin üç normatif modeli, Demokrasi ile hukuk devleti arasında dahili bağlantı,
4. Cardozo Law School Sempozyumu Bildirileri hakkında replik
bölümleri eksik olarak tercüme edilmiş. Tercüme, eserin hakkını vermekten uzak. Habermas Türkçe'ye kazandırılması gerekli birisi ancak maalesef mevcut yayınlar bu konuda yeterli değil
31.12.2001

Kitap Türkiye’nin 2030’lardaki durumu ile ilgili bir kurgu: Türkiye bölünmüş, uluslararası kuruluşların idaresine geçmiştir. Ekonomik aklın yolunu takip edip, doğal ayıklanma anlayışını hayata geçiren, evrensel homojen devlet ve insan yapılanmasını gerçekleştiren koalisyon tarikatlardakine benzer bir yapılanma ile dünyaya hakim olmuştur. “En tepede yüce pir, onun altında kıdemlerine göre vasıllar, salikler, müridler, talipler, sonra mağdurlar, sömürülemezler ve nihayet lanetliler."
"Eski Türkiyeliler konuşamadığımız için değil, konuşturulmadığımız için değil, ağızlarımızdan çıkan sesleri zihinlerimize anlamlı tasarımlar olarak kaydedemediğimiz için tüm inançlarımızı kaybettik ve insanlıktan çıktık." s. 434.
Türk insanı kendi diliyle ilgili uygulamalar yoluyla, afazik toplum projesine muhatap olmuş ve bütün dayanak noktalarını kaybetmiştir. Koordinatlar okunamaz hale gelmiştir.
Alatlı'nın Kâbus'u maalesef bu topraklarda yaşayan herkesin ciddiye alması gereken, tedbir alınmadığı takdirde gerçekleşmesi oldukça kolay olan bir vakıadır. Bunun için hafıza kaybının telafi edilmesi gerekir.
Çocuklarını ve torunlarını düşünenlerin koordinatları okumak için gerekli alfabenin unsurlarından çok şey bulacağı bir kitap...

31.12.2001

Alatlı, bu eserinde de, kahramanlarına felsefeden tarihe, antrapolojiden fiziğe, ilahiyattan müziğe, filolojiden astronomiye kadar pek çok alandan malûmat verdiriyor. Öyle ki, kitabın % 90'ına yakınını tırnak içlerinde yer alan ifadeler teşkil ediyor. Kabus'un arkasından gelen Rüya'nın hangi somut temellere bağlanacağını merak edenler, kitapta umdukları kadarını bulamıyor. Turnalar, seher yeli ve dağlardan yola çıkılacağı, tekrar göklere bakılması gerektiği, ayağı toprakta başı bulutlarda bir insan tipi gibi hususlar yeterli birer başlangıç noktası ya da rüya örgüsü olabilir mi? Tartışılır. Uzun alıntılar ve çok sayıda malûmat bazen okuyucuyu yoruyor.
Türkiye'nin 25-30 yıl sonraki halinin anlatıldığı eserde, zaman zaman geriye dönülüp cesur değerlendirmelerde bulunuluyor ve (her ne kadar bazı aktörler unutulsa da) bazı isimler açıkça belirtiliyor.
Gerçekçilik adına mı olduğu bilinmeyen bir biçimde zaman zaman tenasül uzuvları ile ilgili kaba anlatımlar (s. 322 ikinci paragraf gibi) turnaları ürkütebilir!!! Herhangi bir maceranın yaşanmadığı, zaman boyutu olmayan kitap, bir roman olarak yazılmasa belki mesajını çok daha iyi verebilirdi.
Üslub ve roman tekniği bakımından tenkid edilebilecek yanlarına rağmen, kitap yepyeni ufuklar açan, hayata ve gelişmelere karşı alınacak tavır konusunda çok önemli bilgilendirmelerde bulunan bir eser.
31.12.2001

Mustafa Kutlu bu eserinde zirveye çıkmış. Hikâye değil bir destan yazmış. Son otuz kırk yılda Türkiye'de yaşayanların önemli bir bölümünün şahit olduğu muazzam değişimi can damarından yakalamış. Kitap, destan özelliğine uygun olarak şiirmiş gibi dizilmiş.