E-Dergi

"Sen bulmayı değil aramayı seviyorsun. Bu yüzden hep yalnızsın. Ey uçsuz hayallerin umutsuz yolcusu! Gideceği yolu belli olmayana her yol doğru gelir." Kitaptan... 'Somuncu Baba' diye bildiğimiz Şeyh Hamid-i Veli'nin hayat hikâyesini roman biçiminde yazmış. Yazarın anlatımını sevdim. Somuncu Baba'ya, Emir Sultan'a dair bilgilerin yer aldığı faydalı bir kitap. Bu hayatta ne aradığımızın değil, bize kimin arattığının önemli olduğunu, aramakla bulunmayacağını ama bulanların arayanlar olduğunu, Leyla'yı ararken Mevla'yı bulanların saadete erdiğini, bu yolun yanmaktan geçtiğini farkettiriyor.

Bundan on beş yıl önce tanışmıştım Agatha Teyze'yle. Beklenmeyen Misafir adlı kitabını okumuştum. Çok da beğenmiştim. Bunca yıl sonra tekrar okuyayım dedim. Polisiye dediğin böyle olur. Kan, vahşet gibi saçmalıklar yok. Suçluyu gözünüzün önünde dolaştırıyor ama ustaca saklıyor. Okuyucuyu kitabın sonunda şaşırtmayı başarıyor. Ayrıca çok akıcı olduğu için hızlı okunuyor. E daha ne olsun? Agatha'ya devam.

Okay Tiryakioğlu beni hayal kırıklığına uğratmaya devam ediyor. Savaş bölümlerine daha fazla yer vermesini beklerdim. Ancak ruhsal çözümlemeler ağır basıyor. Ha şimdi hareketlenecek ha şimdi heyecan gelecek derken kitap bitti gitti. Sanırım yazarın tarzı bu. Beklentilerimi karşılamadı. IV. Murat kitabındaki tadı alamadım. Okay Tiryakioğlu defteri kapandı galiba.

Aslında hepimizin bildiği, farkında olduğumuz; ancak günlük hayatımızda unuttuğumuz ya da kaçtığımız için uygulamadığımız temel şeylerden bahsediyor. Ruhlara ilaç gibi gelen terapi niteliğinde yazılmış. Oldukça basit bir dil kullanıldığı için çerez niyetine okuyabilirsiniz.

Koskoca aile iki isimden oluşuyor: Aureliano ve Jose Arcadio. İlk 50 sayfada kitabın başındaki soy ağacına bakmaktan yoruldum. Sayfalar ilerledikçe isimlerin aklıma kazandığını fark ettim. Çok farklı bir tarzı ve enteresan bir konusu var. Sıradışı olayları sıradan bir şekilde anlatması kitabı çarpıcı bir hâle getirmiş. Yine de sıkılmaktan kendimi alamadım.