E-Dergi

Gerek kültürel, gerek siyasi, gerekse de sosyal açıdan çeşitli insan ve grupların çıkarlarını ve arzularını koruyup yüceltmek adına İslama sokulan sayısız hurafe ve beşer uydurmasını ortaya koyan, dinde metodolojinin yalnızca Kur'an olması gerektiğini savunan harika kitap. Ben müslümanım diyen ve bir müslüman gibi yaşamak isteyen, bu yönde çaba sarf eden herkese önce Kur'anı, sonra da bu kitabı öneririm.

Dücane Cündioğlu'nun okuduğum ilk kitabı. Belli başlı konularda üstünlük ve meşruiyet kazanma amacıyla çeşitli toplumların hadis uydurmacılığına soyunmasını - kitapta farklı dillerin kutsiyetine dair yapılan uydurmacılıktan söz ediyor - ortaya koyması, ve bir metnin layığıyla anlaşılması için gereken şartları net bir şekilde, bunların üzerinde tartışarak belirtmesinden ötürü fayda sağladığım metin. Bunlara ek olarak, kitabın arkasında yer alan suallere cevap arayanlar için de okunması gerektiği kanaatindeyim. Her ne kadar felsefi ve oldukça soyut bir metin olsa da, kitabı son derece akıcı ve okuması keyifli buldum. Belki de yazarın dildeki yetkinliği ve kelimeleri kullanmadaki mahareti, kitabı severek ve düşünerek okumam üzerinde etkili olmuştur

24 Ocak kararları ile karma ekonomiden serbest piyasa ekonomisine geçiş süreci boyunca, ve bu sürecin sonunda halkın nasıl yoksullaştırıldığı, bu yoksulluğun ise cemaat ve tarikatlar tarafından nasıl vicdansızca ve şeytanice istismar edildiği çok güzel ve akıcı bir dille anlatılmış. İsmail Saymaz gibi cesur gazetecilerimizin artması, bu kitapta yer alan ahlaksızlıklar ve hukuksuzluklar gibi türlü kötülüğün ifşasına devam edilmesi dileklerimle. Dinimiz, Allah ve kul arasına aracıların sokulmasını (Zümer/3) ve başkalarının kafasına göre dinde kurallar koymasını yasaklamıştır (Ali İmran/78, Yusuf/40). İnsanlarımızın bu tarz çalışmalardan istifade edip tarikatların gerçek amaçlarını - din sömürüsü ile rant elde etmek - görmeleri, inandıklarını iddia ettikleri dinimizin yegane kaynağı olan Kur'anı okuyarak Rabbimizin uyarılarına kulak vermeleri, içinde bulunduğumuz ahlaki çöküşten, sefaletten ve cehaletten kurtulmamız için elzemdir.

Bayraktar Bayraklı, olması gerektiği gibi, dini konularda yalnızca Kur'andan referans veren bir Allah kulu. Daha önce "İnsanlığın Vebası: Şirk" isimli kitabını okumuş ve beğenmiştim. Bu kitabında da yine Kur'anın yetiştirmek istediği "müslüman" profilini Kur'ana dayalı bir şekilde, anladığı biçimde, samimiyetle paylaşmış. Kitabın okunması yer yer zorlaşsa da, okunması gerektiğini düşünüyorum.

Bilgisiyle, donanımıyla, hayata bakış açısıyla, karakteriyle ve eleştirel duruşuyla tam bir Türk Aydını olan Sabahattin Ali'nin romancı kimliğinin yanında üstün bir düşün ve fikir insanı olduğu gerçeğini yansıtan eseri. Kitap, Aziz Nesin ile birlikte dönemin son derece zor şartlarında çıkarttıkları Markopaşa dergisinde yayınlanan tenkit yazılarından oluşuyor. Eser, Türk Edebiyatı eleştiri türünün en başarılı örneklerinden. Sabahattin Ali okuyucularına ve eleştirel metinleri sevenlere şiddetle önerilir.