Toplam yorum: 3.087.413
Bu ayki yorum: 7.100

E-Dergi

kagansoy Tarafından Yapılan Yorumlar

04.03.2009

Mustafa Kutlu’nun “Huzursuz Bacak” isimli eserini okudum. Halet-i ruhiyeme ne zamandır bir anlam veremiyordum. Bu anlam verememe durumu bu kitapla nihayet bulmuş bulunuyor. Huzursuzluk sadece bacakta olsa ne ala!

Terakki tek taraflı olmaz, asla olmayacaktır. Meseleyi sadece maddi açıdan ele almak bize kaybettirir, maddiyatın galebe çaldığı yerde gerçek anlamda bir terakkiden bahsedilemez. Maddiyatı maneviyat ile desteklemediğimiz müddetçe başarılı olma imkânımız olmayacaktır.
Terakki tek taraflı olmaz, asla olmayacaktır. Meseleyi sadece maddi açıdan ele almak bize kaybettirir, maddiyatın galebe çaldığı yerde gerçek anlamda bir terakkiden bahsedilemez. Maddiyatı maneviyat ile desteklemediğimiz müddetçe başarılı olma imkânımız olmayacaktır.

Hayatta kendi çıkarının dışında hiçbir şeyi umursamayanların medeniyet inşa etmesi beklenemez. Medeniyet öyle kolayca inşa edilmez; hele sadece kendini düşünerek kesinlikle inşa edilemez. Ecdat yaşadığı yerleri güzelleştirdi, asaletini, duruşunu, fikrini eşyaya dercetti; bizse ecdadın emanetine bile sahip çıkamadık. Emanete sahip çıkmayana memleketi nasıl emanet edeceğiz?

Herkesin derdi kendi gemisini yüzdürmek. Herkes çalıştığı yerde nasıl daha başarılı olunabileceğini düşünmek zorundadır, devlet memurları da buna dahil. “Sorumluluğumuz yok” diyerek işin içinden sıyrılmak, memleketin gelişmesine engel olmak değildir de nedir? Herkesin vicdanı kendine sorumluk yüklemiyor mu yoksa? Heyhat…
18.08.2008


Sevmenin,aşkın acısı yüreklere kor olur; dünya yetmez olur, ille de Zühre, ille de aşk.

Söz susar; geriye bir tek aşk kalır.
13.08.2008

Varolmak kavgası” vermek herkesin harcı değil. Var olduğunun bile farkında olmayanlar neyin kavgasını verebilir ki? Kendi menfaatlerinden başka bir düşüncesi olmayanların, çıkar kavgalarından başka bir “meselesi” olabilir mi?
Mesele; Hakk’ı ve hakikati savunmaktır. Bundan gayrı kavgamız her ne olursa olsun boştur, beyhudedir, kıymetsizdir.

06.08.2008

Vuslata erince ebediyete intikal eden bir aşk öyküsü bu. Hikayenin sebebi “aşık”ın “maşuk”un özlemiyle yanmasıdır.

Ey aşk, sen nelere kadirsin!
06.08.2008


Mevcut tarihimiz yanlışlarla dolu, neresini tutsak elimizde kalıyor. Ve biz Osmanlı’yı kötü biliyoruz. Bu kadar gaflet olmaz ki!

Amacımız; geçmişe takılıp kalmadan, ondan ders alıp geleceğimizi planlamak. Yapabilirsek ne âlâ. Yok, yapamazsak bizde geçmişte yerimizi almaya mahkûmuz.

Osmanlı’nın torunlarıyız biz. Ecdadın hayalleri cihanı sardı ve hakikatin bayrağını ulaştırdılar gittikleri her yere. Bizse bırakın bayrağı tutmayı, Osmanlı’yı bile reddettik. Ayaklarımız yere basmadan ne yapabiliriz ki?

Tarihini bilmeyen bir millet yok olmaya mahkûmdur!