Toplam yorum: 3.087.413
Bu ayki yorum: 7.100

E-Dergi

Ender Artur Tarafından Yapılan Yorumlar

01.07.2008

Düşünce yanı ağır basan resimler yapmayı amaçlayan D Grubu kurucularından Abidin Dino,1913 yılında İstanbul'da doğmuş,12 yaşına kadar Cenevre'de yaşamış,I.Dünya savaşının ardından ailecek Türkiye'ye dönmüşler,eğitimi için Robert Koleji'ne başlayıp sanata karşı duyduğu yoğun ilgi nedeniyle bu okuldaki eğitimini yarım bırakmış.1934 de Sergay Yutkeviç'in davetlisi olarak Leningrat'a giderek dekoratör olarak çalışmalara başlamış.II.Dünya savaşının çıkmasıyla Leningrat'tan ayrılıp önce Londra daha sonrada Paris'e gidip çalışmalar yapmış.Paris’te, Pablo Picasso, Tristan Tzara, Andre Malraux ve Gertrude Stein gibi önemli sanatçılarla çalışma fırsatı bulmuş. 1941 yılında İstanbul'da Liman grubunu kurmuş.1943 yılında Güzin Dikel ile evlenmiş.
"Goal" adlı uzun metraj belgesel filmi, 1966 yılında British Academy tarafından Robert Flaherty Belgesel Ödülü’ne layık görülmüş. Dino, 1979 yılında Fransız Plastik Sanatlar Birliği’nin Onursal Başkanlığına seçilmiş.
Bu kitapta bütün bu yukarıda yazdığım ve aktaramadığım daha bir çok bilgiyi bulacaksınız.
Kitabın bir bölümü Abidin Dino'nun çocukluğunu ve ailesini anlatıyor,bir bölümü ise 1990 yılında Paris'te Abidin Dino'nun dostu ozan Andre Velter tarafından France Culture Radyosu için yapılmış olan söyleşinin eksiksiz çevirisiymiş.
Türkiye’de ve diğer birçok ülkede kişisel ve karma sergiler açan Dino, 1993 yılında Paris’te kalp yetmezliğinden hayatını kaybetti.


01.07.2008

Türkiye İş Bankası;Cumhuriyet'imizle yaşıt ve Ankara'da doğmuş bir kuruluş.Kuruluşundan 76 yıl sonra İstanbul'a taşınırken,bu tarihi olayın anısının kitaplarda yer alması düşünülerek, edebiyatımızın birbirinden değerli,İstanbul'un farklı dönemlerini farklı mekanlarını anlatabilecek,yirmidokuz yazarımızın;Hüseyin Rahmi Gürpınar,Ömer Seyfettin,Sait Faik Abasıyanık,Refik Halid Karay,Yakup Kadri Karaosmanoğlu,Nahid Sırrı Örik,Ziya Osman Saba,Orhan Kemal,Haldun Taner,Cihat Burak,Sabahattin Kudret Aksal,Zeyyat Selimoğlu,Oktay Akbal,Bilge Karasu,Demir Özlü,Füruzan,Onat Kutlar,Tezer Özlü,Mustafa Balel,Erendiz Atasü,Feyza Hepçilingirler,Işıl Özgentürk,Hulki Aktunç,Semra Aktunç,Nedim Gürsel,Feride Çiçekoğlu,Roni Margulies,Buket Uzuner,Karin Karakaşlı'nın öykülerinden seçme eserler derlenerek bu kitap oluşturulmuş.

İstanbul aşıklarına,eski İstanbul'u özleyenlere,İstanbul dışında yaşayıp İstanbul'un bu günkü haline bile imrenenlere tavsiye ediyorum.
02.05.2008

Sayın Mürşit Balabanlılar kitabın sunuş bölümünde; milli mücadele dönemini konu alan yazılmış eserlerin yeterli olmadığını,yazılmış örnekleri toplu halde tanıtmak ve incelemek amacıyla bu kitabın hazırlandığını vurguluyor.



Kitapta konusu tamamen Milli Mücadele olan ya da önemli bölümünde Milli Mücadele fon olarak kullanılmış hemen hemen edebiyatımızın tüm romanları tanıtılıyor.

Önce romanların kısa bir özeti verilmiş sonra farklı yazarlar tarafından yapılan geniş kapsamlı eleştiriler yazılmış.

Kitapta ele alınan eserler şunlar;Halide Edip Adıvar'ın Türk'ün ateşle imtihanı,Ateşten gömlek,Vurun kahpeye adlı kitapları.Bu kitaplar Adnan Binyazar tarafından değerlendirilmiş.Peyami Safa'nın Sözde kızlar ve Biz İnsanlar adlı kitapları Mehmet H.Doğan tarafından,Y.Kadri Karaosmanoğlu'nun Yaban,Ankara ve Sodom ve Gomore'si Zeki Coşkun tarafından,Aka Gündüz'ün Dikmen Yıldız'ı Uğur Kökden tarafından,Reşat Nuri Güntekin'in Yeşil Gece'si Fethi Naci tarafından,Mehmet Rauf'un Halas'ı Dr.Aytekin Yakar tarafından,Mithat Cemal Kuntay'ın Üç İstanbul'u Fethi Naci tarafından,Kemal Tahir'in Esir Şehrin İnsanlar'ı,Esir Şehrin Mahpus'u,Yorgun Savaşçı'sı Tahir Abacı tarafından,İlhan Tarus'un Vatan Tutkusu,Varolmak,Hükümet Meydanı Behçet Çelik tarafından,Samim Kocagöz'ün Kalpaklılar,Doludizgin'i Konur Ertop tarafından,Tarık Buğra'nın Küçük Ağa,Küçük Ağa Ankara'dası Fethi Naci tarafından,Attila İlhan'ın Kurtlar Sofrası,Sırtlan Payı,Dersaadet'te Sabah Ezanları,Allahın Süngüleri Turgut Göğebakan tarafından,Hasan İzzettin Dinamo'nun Kutsal İsyan'ı Öner Yağcı tarafından,Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Sahnenin Dışındakiler'i Semih Gümüş tarafından,Talip Apaydın'ın Toz Duman İçinde,Vatan Dediler,Köylüler'i Emin Özdemir tarafından,İlhan Selçuk'un Yüzbaşı Selahattin'in Romanı Sadık Aslankara tarafından değerlendirilmiş.

Son otuz sayfaya yakın bir kısımda,"Yeni bir dönem,yeni bir milli mücadele" adı altında 80 ve sonrasındaki döneme yer verilmiş.

Ben başucu kitaplarımın arasına bu kitabıda ekledim,kitapta adı geçen çoğu romanı okumuştum ama şimdi onları tekrar kütüphanemdeki yerlerinden çıkarttım,bir kez daha bu oldukça faydalı kitapla birlikte okuyacağım.

Herkese tavsiye ediyorum,okunması gereken kitaplardan bir tanesi.

08.04.2008

Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları'nın nehir söyleşi serisindeki kitapları çok beğenerek,elimden bırakamadan okuyorum.Bu serideki kitaplar okadar başarılı bir şekilde hazırlanmışki,kendimi sanki gerçekten o sohbetin içindeymiş gibi hissediyorum.Böylesine aydınlık kişilerin sohbetlerini okuyarak mutlu oluyorum.



Az önce bu seriden bir kitabı daha bitirdim.Sizlerle paylaşmak istiyorum ve bu kitabı lütfen okuyunuz.Sayın Muazzez İlmiye Çığ'ı anlatan sayın Serhat Öztürk'ün "Çivi çiviyi söker" adlı kitabı.



Fakülteye kayıt sırasında, okumak istediği bölüm olan Fransızca bölümünün çok kalabalık olması nedeniyle, Hititoloji bölümüne kayıt olup,yanında Sümeroloji ve Arkeoloji de öğrenerek ilk Sümerologlarımızdan biri olan Muazzez İlmiye Çığ 20 Haziran 1914 tarihinde Bursa'da dünyaya gelmiş.



1921 yılında Çorum'da ilkokula ikinci sınıftan başlamış.Muazzez hanım Pazarcık'tan Çorum'a geldikleri zaman okuma yazmayı biliyormuş,bunun içinde öğretmen olan babası onun ikinci sınıftan

başlamasını istemiş.Fakat diğer öğretmenler birinci sınıfta okuma yazmadan başka şeylerde öğreniliyor Muazzez onları bilmiyor diyerek küçük kızın sınıfını değiştirmek istemişlersede bunu becerememişler,küçük kız öyle büyük bir inatçılıkla sınıftaki masasına sarılmışki.Bence bu hareketi zaten bütün hayatını özetliyor.



1924 tekrar Bursa'ya dönüyorlar ve buradaki tek özel okula kaydoluyor.Babası Zekeriya bey Muazzez hanım daha doğmadan,eğer bir kızım olursa Fransızca öğrettireceğim ve keman dersi aldıracağım dermiş.Kızının ilim sahibi olması içinde ismini İlmiye olarak koymuş.



1926 da Bursa'da öğretmen okuluna başlamış,1931 de öğretmen okulunu bitirip babasınında öğretmenlik yaptığı Eskişehir'e tayin olmuş.



1936 da Dil,Tarih,Coğrafya Fakültesi,Sümeroloji bölümüne girip 1940 yılında mezun olup İstanbul Arkeoloji Müzesi'ne tayin olmuş.



1957 de Münih'teki Oryantalistler kongresine katılmış,1960 da bir araştırma için Heidelberg Üniversitesinden burs almış ve altı ay çalışmış,1965 de Roma'da sergilenen Hitit sergisi'ni buradan alarak Londra'ya götürmüş,1967 Ann Arbor'daki Oryantalisler,1969 da Brüksel'de Asuroloji ,1988 de Philadelphia'daki Asuroloji Kongreleri'ne katılmış.



2000 yılında İstanbul Üniversitesi tarafından "Fahri Doktor" ünvanı verilen Sayın Muazzez İlmiye Çığ'ın kitabını okurken bir yandan Muazzez İlmiye Çığ hakkında okumuş oluyorsunuz bir yanda da Türkiye tarihini tekrar gözden geçirmiş oluyorsunuz.



Lütfen bu kitabı okuyunuz.



01.11.2007

Hem tarih okumaktan çok keyif alan,hemde büyük büyük ailesiyle bir süre yaşayabilme fırsatını yakalayabilmiş,Osmanlı'yı sadece kitaplardan okuyarak öğrenmemiş onlara dokunabilmiş,şanslı kişilerden biri olan Ayşe Kulin son romanı Veda'yı dört yıl boyunca çok büyük acıların,ihanetlerin,aşağılanmaların yaşandığı İstanbul'un işgal altındaki zamanını anlatmak için yazmış.



Veda; bir üçlemenin ilk kitabı,ikinci kitapta kendi doğumuna kadar olan bölüm,üçüncü kitaptada günümüze kadar olan süreci anlatacakmış.



Bu ilk kitapta dönem, kendi annesinin dedesi, Damat Ferit Paşa hükümetinin Maliye Nazırı Ahmet Reşat Efendi ile ilgili anılar ve bilgiler ışığında yazılmış.



İstanbul'da bir Osmanlı konağında yaşayan Maliye Nazırı Ahmet Reşat Efendi,eşi,iki kızı,teyzesi,kendisine bebekken emanet edilen,Sarıkamış felaketinden mucize eseri kurtulan yeğeni,uzaktan akraba Çerkez bir genç kız,aile dostu,sonradan aileye damat olacak doktor Mahir bey,eski komşu Azra hanım ve konağın hizmetlilerinin baş rol aldığı bu ilk kitapta İstanbul'un işgal altındaki dönemi, kitabın isminde de anlaşılacağı gibi daha ziyade bir konakta yaşanılanlar etrafında anlatılıyor.



Ayşe Kulin,severek ve beğenerek takip ettiğim yazarlarımızdan bir tanesi.Şimdiye kadar hiç bir kitabını kaçırmadım ancak bu kitapta havada kalan bir şeyler var.Belkide Köprü,Adı Aylin,Gece sesleri,Sevdalinka ya da Nefes nefese kadar etkileyici eserler verebilen bir yazardan dönemi anlatan daha etkili bir eser beklentisi içinde olmamdan dolayı olabilir.