Toplam yorum: 3.087.413
Bu ayki yorum: 7.100

E-Dergi

İlker Tarafından Yapılan Yorumlar

20.05.2024

ABD büyükelçisi olarak bizzat bulunduğu konumdan kaynaklı olarak kişiler hakkında edinmiş olduğu izlenimleri aktaran yazar yer yer kendi devlet başkanını ön plana çıkaran bir dil kullanmıştır. Lakin bu salt olarak kendi devlet başkanını övmek olarak göz batmamaktadır. Bunun yanında yazar devlet başkanlarının çocukluk yıllarından tutunda ölümlerine kadar, ağaçlara bakış açısından tutun da imara kadar, dine bakış açılarından milli sermayeyi değerlendirmeye kadar, içinde bulundukları çetrefilli durumlarda takındıkları tavırdan verdikleri karara kadar aklınıza gelebilecek her konuda her devlet başkanını kendi anında değerlendirmiş ve izlenimlerini aktarmıştır. Bunu yaparken devlet başkanları ile olan sohbetleri ve aynı ortamda bulunmalarından ötürü elde ettiği deneyimleri son derece yalın bir şekilde bizlere aktarmıştır. En çok dikkatimi çeken husus ise henüz Soyadı Kanunu kabul edilmediği için kitabın neredeyse tamamında Atatürk yerine Kemal diye kitabı kaleme almasıdır.
06.05.2024

''Sultan vahdettin için Kemal Bey'in idamı, ağacı kurtarmak için yapılan bir budamadan başka bir şey değildir.'' Millet-i Sadıka olarak geçen Ermenilerin Versay Anlaşması ile yükselen milliyetçilik akımı ve itilaf devletlerin kışkırtması sonucu Türk milletini nasıl arkadan vurduğunu belgeleri ile anlatılmıştır. Aynı zamanda eseri okurken koltuk ve saltanat uğruna vatan evlatlarını idam etmekten çekinmeyenlerin neler yaptığını, sahte ce yalan şahitliklere, olmayan belgelere rağmen idam kararını verenleri ve bu kararı bir an önce onaylatmak isteyenleri, bu kararı onaylamaktan sırf tepki alacağı için çekinen Vahdettin'in Şeyhülislam'dan nasıl yardım istediğini görüyoruz. Sırf cenazeye katılarak Türklüklerinde gurur duyanların haykırışlarına katlanamayan saray erkanının bu kişileri nasıl Divan-ı Harb'e teslim ettiklerini görüyoruz. Bu topraklarda vatan için canını verenler olduğu kadar makam için de birilerinin canını feda edenler her daim olmuştur.
26.04.2024

Tahsin Yücel'in dediği gibi “Bizim Köy 1950’de bir başyapıttı. 1995’te de bir başyapıt'' olan eserde yazar bizzat köylünün hayatının içine girerek onların hayatını, yaşadığı zorlukları birinci elden görerek kaleme almıştır. Aynı zamanda bir köy okulunda öğretmenlik yapan Mahmut Makal köylünün sıcakta, soğukta, karda, kışta nasıl bir hayat izlediğini, yoksullukla ve hastalıkla pençeleştiği dönemi insanın içini sızlatan bir şekilde ele alıyor. Köylüyü siyasilere karşı savunmasına rağmen hem siyasilerden hem de köylüden şamar yiyen Mahmut Makal'a ise şahsen üzülüyorum. Güzel Anadolu'mun yokluktan cahil kalmış insanlarının bu durumunu kendi makam ve mevkileri için kullanan siyasilere ve toprak ağalarına ise her sayfasında ayrı bir öfke duyuyor insan. Makal eseri kaleme alırken aynı zamanda köy halkının lehçesine de yer vermesi esere samimiyet bir hava katıyor. Son olarak yazdıklarından dolayı mahkemelik olan Mahmut Makal'a saygılarımı sunuyorum.
26.04.2024

Devleti yönetenlerin gaflet ve dalalet içinde olmaları durumunda sonucun mutlak surette hıyanete yol açtığını akıcı bir şekilde anlatan eser aynı zamanda kişisel kin, hırs ve nefretin devleti yönetenlerin gözünü boyayarak vatan yerine kendi menfaatlerini ön plana almaları bunun yanında vasıfsız ve liyakatsiz kişilerin üst düzey mertebeleri doldurması durumunda Anadolu halkının fakirlik içerisinde kıvranırken belli bir kesimin kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmesi, en tepedekinin kurtuluşu kendi vatan evlatlarında değil yabancı bir devlette araması, devletin içerisine düşmüş olduğu acizliği yalın ve akıcı bir şekilde ele alan yazar eserin oluşturulması sırasında da birbirinden çeşit kaynak kullanmış olması eseri objektifliğe yaklaştırmaktadır.
26.04.2024

Yazarın kullanmış olduğu dil yalın, akıcı ve açık olması okuyucuya tereddüt bırakmadan olayları kavramasını ve canlandırmasını sağlıyor. Kaynakça kısmı zaten okuyuculara ne kadar çok ve zengin bir düzenleme yapıldığını gösteriyor. Bunun yanında eser Atatürk'ü benzeri diğer eserlerde olduğu gibi sadece askeri bir şekilde ele almayıp stratejilerini irdelemiş olup bir liderin başarı basamaklarını çıkarken karşılaşmış oldukları zorluklara rağmen boyun eğmeden ve yılmadan kendisine verilen görevleri hangi şartlarda olursa olsun başarmak zorunda olduğu gerçeğine sımsıkı sarılarak kalbindeki vatan sevgisi kitabın her sayfasında içimize işliyor. Eseri okurken dikkate alınması gereken önemli hususlardan birisi de bir ordunun hiyerarşik tepelerinde yer alanların o milletin neferlerinden birisi olmadığı takdirde hezimetin kaçınılmaz olduğudur. Türk milletinin Arap topraklarında uğradığı ihaneti hiç bir zaman intikam meselesi haline getirmediğini de gözler önüne sermiş oluyor.