E-Dergi

Çok büyük beklendilere girmeden, eğlenmek amacıyla bir kaç saatlik bir kitap. İlk kitabını beğenmiştim çünkü beklenti içinde değildim. Bu kitap da bu şekilde okunursa eminim beğenilecektir. Tarzı bakımından oldukça özgün. Tavsiye olunur.

Gerçekçilik arayışında olan biri olarak, fantastik yapısından dolayı kitabı okumaktan çekinmiştim. Ancak kitabı okumamakla, kaybettiğim onca zamanı düşünerek yaptığımın bir hata olduğunu anladım. Bu romanda yazar, karakterler üzerinden, küreslleşmenin/globalleşmenin etkisiyle artarak çoğalan tüketici toplumlara gönderme yapmış. Bu gönderme aslında toplumu tüketmeye yönlendirip daha çok rant sağlayan "kapitalizm"e. Romanda "Capital" olarak bahsedilen yerden, yorumlayarak, bu sonuca varabiliriz. Hkayemizin baş kahramanı Katniss 16 yaşında, 12. mıntıkadan, kardeşi yerine Açıklık Oyunlarına katılmıştır. Açlık Oyunlarında her mıntıkadan bir kız ve bir erkek her sene "haraç olarak" verilmek üzere Capital'e bağışlanır. Bu Capital'in üstünlüğünün kanıtıdır. Katniss'de küçük kardeşi Prim yerine bu yarışmaya katılır. Bu yarışmada amaç "ölmemek için öldürmek"e dayanır. Katniss bu oyunda sürpriz biriyle karşı karşıya gelecektir. Acaba bu oyunun kazananı kim olacaktır? Güzel bir romandı. Serinin diğer kitaplarını da okumak için sabırsızlanıyorum..

Sedat MİT görevlisidir, evli ve çocuklu olmasına rağmen Mine''ye aşıktır. Ve Mine kayıptır. Mine''yi bulması için geçirdiği macerada yazar, yine emniyete göndermeler yapmaktan çekinmemiştir. Ahmet Ümit romanları, olaydan bağımsız olarak durum sorgulaması yaptırmaktadır okuyucuya. Bu sayede okuyucu, kitabın içine girip geniş bir prespektiften değerlendirme yapabilmektedir. Ahmeti Ümit''in Bab-ı Esrar ve Kukla''dan sonra okuduğum 3''üncü kitabıydı. Bu romanda da başarısını koruyarak, akıcı uslubuyla, sevdiğim yazarlar listeside başı çekmeye devam edecek gibi görünüyor

Sedat MİT görevlisidir, evli ve çocuklu olmasına rağmen Mine'ye aşıktır. Ve Mine kayıptır. Mine'yi bulması için geçirdiği macerada yazar, yine emniyete göndermeler yapmaktan çekinmemiştir. Ahmet Ümit romanları, olaydan bağımsız olarak durum sorgulaması yaptırmaktadır okuyucuya. Bu sayede okuyucu, kitabın içine girip geniş bir prespektiften değerlendirme yapabilmektedir. Ahmeti Ümit'in Bab-ı Esrar ve Kukla'dan sonra okuduğum 3'üncü kitabıydı. Bu romanda da başarısını koruyarak, akıcı uslubuyla, sevdiğim yazarlar listeside başı çekmeye devam edecek gibi görünüyor.

Ahmet Ümit'in okuduğum ikinci kitabıydı; Kukla... Uzun yıllar boyunca görüşmemiş, biri gazeteci, diğeri derin devlette eğitilmiş bir katil olan iki üvey kardeşin bir markette karşılaşmaları üzerine gelişen olayların anlatıldığı bu romanı beğendim. Kitapta yazar, "Susurluk skandalı" ile hortlayan "derin devlet"e tepkisini karakterler üzerinden göstermiş. Abdullah Çatlı, Mehmet Ali Ağaca gibi devletin "kuklası" olmuş ancak kendi çıkarlarını da korumuş olan milislere benzer bir hayatı olan Doğan; yıllardır görüşmediği, kendini alkole veren ve geçmişin iyi gazetecisi çizgisinden oldukça uzaklaşan üvey kardeşi Adnan'dan yardım ister. Doğan, gençliğinde "ülkü ocakları"na girmiş, devlet tarafından bir milis olarak yetiştirilmiş, onlarca cinayet işlemiş olan bir milliyetçiyken; yardım istediği üvey kardeşi Adnan, gençliğinde bir solcudur. Ve bu iki üvey kardeş hiçbir zaman iyi anlaşamamıştır. Adnan, Doğan'ın bu teklifini kabul etmek istemese de bir süre sonra kendisini olayların içinde bulacaktır. Gazeteci kardeş olan Adnan'ın anlatımıyla okuduğumuz bu kitapta, onun sinirlenmesi, şüphelenmesi, üzülmesi doğrultusunda biz okuyucular da sinirlenecek, şüphelenecek, üzüleceğiz...