E-Dergi

Kürşat Başar'ın okuduğum ilk kitabı... Uzun süre kitap raflarında gözüme takılmıştı da bir türlü alıp okumamıştım... Ve en sonunda kitabı elime aldığımda bu zamana kadar yaptığımın ne kadar yanlış olduğunu anladım. Kesinlikle herkese bu kitabı okumalarını önerebilirim. Yazarın betimlemeleri ve dili gerçekten çok hoş...

Edebi olarak kitabı eleştirmek akıl karı olmaz çünkü yazar kitabın başında zaten bu kitabı yazarken böyle bir amaç gütmediğini açıkça okuyucularına berlirtmiş... Bunun yanında satır aralarında çok hoş ruha dokunan düşüncelerin gizlendiği bir kitap olduğunu belirtmeden geçmek bu düşüncelere yazık etmek olur...

Göçebe... Evet doğru şimdiye kadar hiçbir yazar bir insandaki ruh bölünmesi durumuna bu denli farklı yaklaşmamıştı... Kitap orjinal konusunun yanında akıcılığıyla da yazar hakkında zihnimde iyi izlenimler oluşmasına sebebiyet verdi... İlk 150 sayfada sıkılabilirsiniz belki ama sabrederseniz sonrasında sizi çok güzel bir süpriz bekliyor...

Üzgünüm ama Kraliçe'nin Soytarısı'ndan sonra benden geçer not alabilecek bir kitap değildi Bakire'nin Aşığı... Belki kitabı okurken gerekli titizliği göstermediğim için üzerimde bu denli kötü bir izlenim bıraktı bu da tartısılması gereken bir konu ama her şeyi bir kenara bırakırsak Bu kitap iyi ki okumuşum'larımın arasına giremedi...

Teoman ve onun şarkıları... Küçük kızın yara bandı... O kız bir gün yürüdüğü çiçekli yolda tökezledi, ,ne yapacağını bilemedi,hatta tüm bu karmaşanın içerisinde nefes almayı unuttu ,sessiz çığlıklarını kimseye duyuramadı,dört bir yana savrulmuş kırıklarını bir türlü toparlayamadı. İşte tam da o anda tozlu raflardan fırlayan, onulmaz yaralarla örselenmiş ruhunun ikizi melodileri ardında saklayan bir kitap fırladı...