E-Dergi

Okuduktan sonra etkisinden kolay kolay kurtulamadığım bir hüzün yumağı. Kafka'nın muhteşem üslubu ve konunun fantastikvari ilginçliği, kitabı çabucak bitirmemi sağlamıştı. Samsa'nın bir sabah kendini böcek olarak bulması ve kendini ailesine bu şeklide kabul ettirme çabası. Aklımdan hiç çıkmayan ise babasının kızarak attığı elmanın oğlunun böcek kabuğunda çürüyerek okuyanı üzüntüler deryasında yüzmeye davet etmesi.

Doğum günümde hediye olarak gelen kitap, Eskişehir'de ikamet ettiğim ve çok etkileyici olduğu düşünüldğü için armağan edildiği söylenmişti. Akıcı üslup ve konunun etkileyiciliği bir solukta bitirmemi sağladı. Ayrıca bir bölümde şimdiki zamandan bir bölümde geçmişten bahsediliyor olması önce tek sayıl bölümleri sonra çift sayılıları mı okusam hissi uyandırmadı desem yalan olur ki bu anlatım tarzı insanda merak uyandırmayı gerçekten başarmış.

Bukowski'ye yaraşır ilginç ve bir o kadar da akıcı bir eser. Bir günde bitirdiğim hikayeyi, yine Bukowski'nin hayatından kesitler olan bir kitap diye düşünenler yanılır. Çünkü bu eser hoş bir dedektiflik öyküsünün, Bukowski'nin hayatından da ipuçlarıyla süslediği kolay okunur bir birlikteliği bence.

Bu kitap okuduktan sonra uzun süre etkisinden kurtulamadığım ender kitaplardan biri. En çok ilgimi çeken bir kızılderili öyküsü olması yanında anlatımdaki yalınlık. İlgi çekecek güzellikte bir konu ve insanın içini burkan çok hoş bir hikaye.

Perihan Mağden'in akıcı üslubu bu kitabı alıp götürüyor. Konunun ilginçliği kitabı bir solukta bitirmeyi sağlıyor. Tek sorun bisturi ile biçilen bir kaç kişinin kızlarla olan bağlantısızlığı.