E-Dergi

Okunması çok kolay ama sonunun yine iyi bağlanamadığını düşündüğüm bir eser. Git kendini çok sevdirmeden adlı kitabı okuyanları pişman etmeyecek ama yazarla yeni tanışacak olanlara da iyi bir referans olacağı kanaatini taşıdığım güzel bir zaman öldürücü.

Hayatımda eğlenerek okuduğum kitapların başında geliyor. Kafa dağıtmak için de bire bir. Bukowski'nin klasik yorumu yine kitabı bir çırpıda bitirmeyi sağlıyor.

Hollywood, Charles Bukowski hayranı olan beni, biraz şaşırtan bir kitap oldu. Çünkü onun klasik çizgisini, bir film uğruna az çok değiştirerek yazdığı senaryosunu ve film olana kadar geçen evreyi anlatıyor ki bu da sanki Bukowski'nin fanlarına günah çıkartıyormuş hissi uyandırıyor. Belki de beni rahatsız eden buydu.

Bu kitabı, yıllar önce filmi yayınlandığında izleyemediğim ve övgü dolu sözlerle bahsedildiğinde kaçırmış olduğum için çok üzüldüğümden edindim. Bitirdiğimde gerçekten de aldığıma ve övgülere değdiğini düşündüm. Gerçek hayat hikayesi olması, her insanın elleriyle dahi başaramadığı şeyleri, sol ayağıyla ve azmiyle başaran beyin felçli birinin kendi hayatını kaleme almasını hayretle okudum. Ayrıca yurtdışında, özürlü insanlara yardımcı olmak ve onların rahatsızlıklarını tedavi etmek amacıyla ücretsiz olarak yapılanlar, üzerinde düşünülmesi gereken bir konu bence.

Arka kapak sayfasını okuyarak aldığım bu kitapta üslubun çok kötü olması yanında, yayın evinin de bu kitabı yayınlaması beni çok şaşırttı. Tek kelimeyle okuduğum en berbat kitap olduğunu söyleyebilirim. Bazı ünlü yazarlar gibi samimi bir havaya büründürülmeye çalışılmış küfürler de benim bu kitap hakkındaki düşüncelerime yön vermiş olabilir.