Toplam yorum: 3.092.427
Bu ayki yorum: 3.028

E-Dergi

dilenko Tarafından Yapılan Yorumlar

17.01.2010

sunay akın, diğer kısa öykü kitaplarında olduğu gibi bu kitabında da farklı hayatları bambaşka yerlerde bambaşka açılardan bakarak kesiştiriyor.

kitabın içinde o kadar çok bilgi var ki, insan hayrete düşüyor, nasıl olur da bir insan bunları araştırıp, sonra bu kadar güzel bir dille anlatabilir diye.

birinin hayatına dair bir şeyler okur iken, her zaman ana kahraman etrafında döner ya hikaye, ama biz arka plandaki figuranı da merak ederiz.. işte size büyük resmi gösterecek bir kitap..
13.07.2009

Bir solukta bitirilen, yormayan ama düşündüren kitap. Şems ile rumi arasında geçenleri gönül dostu olmanın, aşık olmanın ne olduğunu bir kez daha düşündürüyor. Şems’in bir kara şovalye edası ile ruminin beyaz atlı prens olması birbirine tezatlık düşürse de biri diğerinin öteki yanı. Rumi’nin dediği gibi “nasıl ki ayın iki yüzü varsa, şems de benim karanlık yanımdır.”
Kitapta Zahara’nın yazmış olduğu kitap yani Aşk Şeriatı iyi yazılmış. Gerçekten sürükleyici . fakat Elif şafak her ne kadar günümüz insanına hitap ettirtmeye çalışsa da illa da Ella’nın yaşamının değiştirilmesi gerekmiyordu. Nitekim Ella’nın yaşamı ne kadar da kolaycacık değişiverdi. Bu kısım biraz daha diyalektik olabilirdi. Kitabın en başından beri Ella’nın bir gün çekip gideceğine inandık. Zaten sonunda da gitti. Bana ilginç gelmedi. Belki bizim zaten içimizde yaşadığımız bir olgudur, mevlana, sufizm, aşk, inanç.. şu bu.. amerikalı insana çok çok acayip mi geliyordur bilinmez.
Kitabın günümüzde geçen kısmının beni tatmin etmediğini, konyada geçen kısmının anlatımı ile tatmin etmesine rağmen zaten bilinen bir hikaye olduğunu söylemeliyim. Elif şafak’ın hemen her romanını en geç 2 günde bitirmişimdir, severim. Bu kitap da iyiydi, açıkçası beni iyi vurdu.
Okuyup değerlendirmesini yapmak bize düşer. Herkesin anladığı kendine ya...
19.11.2008

filmi yapılsa gerçekten mükemmel olur diye düşünüyorum. her ne kadar bazı karakterleri diğer karakterlerin hayatlarına sokmak için araya çok klasik casusluk hikayeleri koysa da, yine paranormal insanlarla macerayı birleştirmesi çok etkileyici.. fakat kitabı bir roman olarak değerlendirmek lazım. yargıları tartışmaya pek açık değil. halen tartışmalı konulardır bu paranormal anomaliler.
16.12.2007

tüm kundera kitapları gibi bu kitap da üzerimde "kahverengi" diyebileceğim bir his yaratıyor.bu kitap kunderanın okuduğum ilk kitabı. kundera "anlatılamaz" olduğunu düşündüğüm duyguları ve "nedenini daha önce hiç düşünmediğim" gelişigüzel davranışları da apaçık tespitlerle sunuyor bana.

karakterlerin bir yüzü hep karanlık. ama okurken çokça hissettiğim hepimizin bir tarafınmda karanlık bir şeyler var.

özellikle kadın- erkek ilişkilerinde görülen, aşk ve arkadaşlık, içine biraz da akrabalık bağı katılmış durumların hepsi bu kitapta var.

bazen hepimiz anlayamadığımız duygular hissederiz. hatta zaman zaman düşündüğümüz ya da hissettiğimiz şeylerin açıklaması yoktur. o duygu düşünceler karanlık ise vicdani açıdan biraz zorlar bizi, fakat ahlak ya da vicdan kime göre neye göredir? kundera bu kitapta hiçbir kuralı tanımadan sadece insan davranışlarını anlatarak bize "anlam veremediklerimizin" kelime hallerini sunuyor.

eğer anlam veremediğiniz ya da üstüne düşünmekten korktuğunuz düşünceleriniz-hisleriniz varsa bu kitap anahtar gibi.

fakat şu noktaya değinmek istiyorum, eğer kitabı okur fazla etkisinde kalır da herşeye birer anlam yüklemeye çalışırsanız, hayatınız biraz rayından çıkabilir. biraz "sakıncalı" bir kitap.kitap size "varolmanın dayanılmaz hafifliğini" ve "yaşamanın dayanılmaz ağırlığını" verebilir.

"sakıncalı" diye nitelendirmemin bazen sadece "düşünmekten korktuğum"dan kaynaklandığını düşünüyorum.

bu kitapla kundera'nın kahverengi dünyasına açılırsınız. ve tekrar geri dönemezsiniz. dikkatli olun. okurken göğsünüzde bir karabasan ağrısı hissedeceksiniz.

siyah gibi bilinmez,umutsuz,kötü, kara değil. ya da beyaz gibi, umut dolu, temiz, ahlaklı değil. dedim ya bu kitap kahverengi tıpkı diğer kitabı "varolmanın dayanılmaz hafifliği"nin kapağı gibi.
24.11.2007

simyacı ve veronika ölmek istiyor'un yanında bu kitap biraz daha tırt duruyor. açıkçası hayal kırıklığına uğradım fakat yine de paulodur candır, okunur. kötü kitap değil fakat sadece insan ister istemez diğerleri ile karşılaştırıyor.