tüm kundera kitapları gibi bu kitap da üzerimde "kahverengi" diyebileceğim bir his yaratıyor.bu kitap kunderanın okuduğum ilk kitabı. kundera "anlatılamaz" olduğunu düşündüğüm duyguları ve "nedenini daha önce hiç düşünmediğim" gelişigüzel davranışları da apaçık tespitlerle sunuyor bana.
karakterlerin bir yüzü hep karanlık. ama okurken çokça hissettiğim hepimizin bir tarafınmda karanlık bir şeyler var.
özellikle kadın- erkek ilişkilerinde görülen, aşk ve arkadaşlık, içine biraz da akrabalık bağı katılmış durumların hepsi bu kitapta var.
bazen hepimiz anlayamadığımız duygular hissederiz. hatta zaman zaman düşündüğümüz ya da hissettiğimiz şeylerin açıklaması yoktur. o duygu düşünceler karanlık ise vicdani açıdan biraz zorlar bizi, fakat ahlak ya da vicdan kime göre neye göredir? kundera bu kitapta hiçbir kuralı tanımadan sadece insan davranışlarını anlatarak bize "anlam veremediklerimizin" kelime hallerini sunuyor.
eğer anlam veremediğiniz ya da üstüne düşünmekten korktuğunuz düşünceleriniz-hisleriniz varsa bu kitap anahtar gibi.
fakat şu noktaya değinmek istiyorum, eğer kitabı okur fazla etkisinde kalır da herşeye birer anlam yüklemeye çalışırsanız, hayatınız biraz rayından çıkabilir. biraz "sakıncalı" bir kitap.kitap size "varolmanın dayanılmaz hafifliğini" ve "yaşamanın dayanılmaz ağırlığını" verebilir.
"sakıncalı" diye nitelendirmemin bazen sadece "düşünmekten korktuğum"dan kaynaklandığını düşünüyorum.
bu kitapla kundera'nın kahverengi dünyasına açılırsınız. ve tekrar geri dönemezsiniz. dikkatli olun. okurken göğsünüzde bir karabasan ağrısı hissedeceksiniz.
siyah gibi bilinmez,umutsuz,kötü, kara değil. ya da beyaz gibi, umut dolu, temiz, ahlaklı değil. dedim ya bu kitap kahverengi tıpkı diğer kitabı "varolmanın dayanılmaz hafifliği"nin kapağı gibi.