Atatürk'ün özel yaşamına dair bilgilerin doğruluğunu, ne yazık ki hiçbir yazar, araştırmacı vb. yüzde yüz olarak kanıtlayamaz. Fikriye ile olanların doğruluğu, Latife ile olanların doğruluğundan daha gerçek ve daha yalındır. Çünkü Fikriye, intihar ederek ardından yazılan ve çizilenlere "dur" diyememiştir. Fakat Latife, Gazi Paşa ile ayrılığından sonra röportaj yapmamış, demeç vermemiş, kendini bir köşeye çekip vaktini önemli insanların hayatlarını okumaya adamıştır. Üstelik ilişkileri ile ilgili kim bir şey yazmak istese şiddetle karşı çıkmış, bazen de yargıya intikal ettirmiştir. Bu yüzden, tanık olanlar arkalarında hiçbir anı bırakamamış (Kılıç Ali hariç), dolayısıyla Latife Hanım amacına ulaşmıştır. Bu konuda en güvenilir kaynak Salih Bozok'a aittir. Çünkü anıları kendisi kaleme almamış, vasiyet olarak oğluna bırakmıştır (Muzaffer Bozok).
Bu kitap, her ne kadar Salih Bozok'un anılarından yola çıksa da bana göre, bazı noktalarda olayları masallaştırmış ve bu doğrultuda da gerçekten saptırmıştır. Anlatılanlardan bazıları, herhangi bir belgeye dayanmamakla beraber, okuduğunuzda böyle bir şeyin ancak Gazi Paşa'nın anlatması üzerine kaleme alınabileceği fikrini uyandırmaktadır. Peki Gazi Paşa, özel hayatı hakkında hiç konuşmuş mudur? Bu sorunun cevabı ne yazık ki "hayır"dır...
Hiçbir tarihçi, Gazi Paşa'nın özel hayatına tamamen doğru bir şekilde eğilemez. Bu kitabı da, bu gerçekle okumanızı tavsiye ederim.
(ANKARA)