E-Dergi

okuması keyifli oldu benim için, romanla eş zamanda filmini de izledim, filmini de beğendim. ancak romandan pek çok bölüm çıkarmışlar. oysa roman, kingin diğer romanalrına göre gereksiz anlatımlardan oldukça uzaktı. sarı saçlı ve mavi gözlü abra'nın filmde kara saçlı melez bir kız çocuğu olmasını yadırgadım. bir de romanda çok güzel bir kadın olarak tasvir edilen rosse'un filmde ortalama güzelliğe sahip bir kadının canlandırması beni hayal kırıklığına uğrattı. megan fox ve eş değerde güzel biri daha çok yakışabilirdi. medyum kadar iyi olmasa da roman okunabilir.

Çeviriden olduğunu sanmadığım garip anlatı ve ifadelerin romanda yer yer beni rahatsız ettiğini belirtmeliyim. Evet bazı kelimeler Türkçeyi iyi bilmeyen birinin kendisini ifade etme çabasına dönüşmüş resmen. Ancak bu okuma zevkini baltalamıyor. Çeviri iyi. Romanda genç bir kızın acıları şeklinde başlayan sahne birden yalnız bir kadının platonik aşkına dönüşmesi sırıtmamış, okuyucu bu hızlı değişime ayak uydurabiliyor. Yazarın betimlemeleri olağanüstü, hayal gücünüzü canlandıran imgeleri başarıyla verebilmiş. Özellikle yanan yatak öncesi Jane'in gece karanlığındaki gülüşmeleri dinlediği sahne gerilimin arttığı ve yazarın nelere muktedir olduğunu bize düşündürdüğü anlardan. Samimiyetle yazılmış ve sade bir dil kullanılmış roman her yaştan kişinin sıkılmadan okuyabileceği bir eser ve dünyaya kazandırılmış bir klasiktir bilginize

yaklaşık 96 yıllarında kırpılmış metni 3-4 defa okumuştum. ilginçtir, her okuyuşumun ardından roman karakterlerinden ayrıldığım için içimde bir burukluk hissetmişimdir. bu roman sadece king'in değil dünya tarihinde yazılmış tüm korku romanlarının arasında en iyisi sayılabilir. arkadaşım tam metni bana hediye olarak almış. aradan geçen 23 yılın ardından bu romanı bir kez daha okuyacağım için çok mutluyum.

yazarın en sevdiğim romanı yer demir gök bakır'dır. nedense o romanını tek solukta okumuş ve yazarın anlattığı olayları net bir şekilde kafamda canlandırabilmiştim. şimdi 4 kitaplık bir serinin ilk romanı olan bu kitaptan aynı zevki alamadığımı düşündükçe içim burkuluyor, sanki yazarın göz kamaştıran edebiyat pınarının kaynağına inemediğimi acıyla hissediyorum. yazarın üç anadolu efsanesi adlı yapıtını da öneririm. demirciler çarşısı cinayeti ise bana biraz bayık bir roman gibi gelmişti o yüzden öneremiyorum.

bu romanda bir şeyler eksikti benim için. okuma eylemim sonucunda iyi ve hoş tecrübelerle ayrılmadığımı belirtmeliyim. uzun uzadıya işlediği konuyu anlatacağına kısa bir öykü yazaymış daha makbule geçermiş