Toplam yorum: 3.084.218
Bu ayki yorum: 3.900

E-Dergi

ilk@y Tarafından Yapılan Yorumlar

09.05.2021

King'in diğer romanlarına nazaran iyi ancak King bu romanda da geleneksel gereksiz detaylara inme alışkanlığını devam ettirip 200 sayfalık romanı 600 sayfaya çıkarmış. Keşe yazar detay seçmedeki beceriksizliği alt edebilseydi, gereksiz konular yerine romanda havada asılı kalan çoğu detayı öğrenmiş olurduk. örneğin bir romanın başında ve sonunda gözüken Tim adlı karakterin ilk başta ana karakter gibi sunulup hayatını anlatacak kadar detaya girmesi bir de aynı kişiyi romanın son bir kaç sayfasında okumamız akıl alır şey değil
01.05.2021

Stoner son zamanlarda okuduğum en etkili, en akılda kalıcı ve naif roman oldu benim için. yazarın üslubu çeviri olmasına rağmen çok etkileyici, her kelime romanın bütününden ayrılmaz bir parça gibi duruyor. Edith ile stoner arasındaki ilişkiyi Nuri Bilge Ceylan'ın Kış Uykusu'ndaki Nihal ile Aydın arasındaki ilişkiye benzettim. samimiyetle söylüyorum, alıp okumanız yararınıza olacaktır.
24.04.2021

Son yıllarda çağdaş dünya edebiyatının geldiği noktayı, yazarların yazdıkları eserleri sanki filmleri çekilecekmiş gibi planlayıp kâğıda döktükleri metinler belirlemeye başladı. Andy Weir’in yazdığı Marslı romanı gibi, tam roman tadı vermeyip de orta halli bir filme dönüşecekleri için yazılmış gibi duran bu eserlerin ortak noktası; tam da bir senaryo kadar ruhsuz yazıldıkları için insanda roman okuma hissiyatını yeterince oluşturamadıkları gerçeğidir. Bu bağlamda Kıyamete Koşanlar Kulübü adlı eser, post modern bir filmin kağıtlara yansımış can sıkıcı gölgelerini andırıyor. Roman sanatı asla bu bahsini ettiğim tarzdaki metinler olmadılar. Şimdi, Rus edebiyatını gömmüş, İngiliz edebiyatının devlerini yalayıp yutmuş, Türk edebiyatının bir elin beş parmağını geçmez önemli yazarlarını hatim etmiş, dünya edebiyatının ulusal arenasında ses getiren şaheser diye niteleyebileceğimiz farklı milletlerin eserlerini tek tek okumuş biri için bu tür romanlar ayakta alkışlanacak yapıtlar olamazlar.
30.03.2021

Cinsiyetçi bir bakış açısı gibi duracak ama Rebecca yazarı benim favori kadın yazarlarım arasına girdi. Yazarları kadın ve erkek şeklinde ikiye ayırmamın sebebi sadece cinsiyetlerinin farklı olması değil, dünyaya bakış açıları, konulara gösterdikleri hassasiyetin ölçüsü, dünya renklerini algılamadaki değişiklik bir romanı okurken yazarının hangi cinse ait olduğunu önemsememe neden olan başlıklardan bir kaçıdır. Maurier, Rebecca adlı romanında karakterin duygularını çok iyi yansıtmış, öykünün gidişatını muhteşem kurgulamış, yarattığı yan karakterlerle okuyucunun dikkatini öykünün üzerine çekmeyi ustaca başarabilmiştir. ülkemde bu eser pek tutulmasa da satın almadan önce içindeki cevheri hissetmiş ve okuduktan sonra ömrüm boyunca okuduğum en iyi kitaplar arasında, zirveye yakın olacak bir şekilde kendine yer bulmuştur. Du Maurier yazdığı bu romanla, Nobel almış nice yazara, roman bu şekilde yazılır demek istiyor gibidir.
23.03.2021

bu kaçıncı okuyuşum olacak bilemiyorum. Raskolnikov, okuduktan sonra ve yıllar sonra bile ismini rahatlıkla hatırlayabildiğim bir roman karakteridir. hiçbir roman karakteri yoktur ki aklımda çok iyi tanıdığım birinin ismi gibi yaşadığım süre boyunca bana refakat etsin. Dostoyevski'nin Suç ve Ceza'sının içinde biraz Knut Hamsun'un Açlığını, biraz da Albert Camus'un Yabancısını bulmanız mümkün. Genel olarak baktığımızda ise hayatı ve insan psikolojisini derinlemesine irdeleyen bir şaheserdir.