Toplam yorum: 3.253.599
Bu ayki yorum: 5.625
E-Dergi
ilk@y Tarafından Yapılan Yorumlar
Okumayı düşünen okurdaşlara tavsiyem romandaki olayları içeren tarihin gerçek vakıalarını önceden irdelemeleridir. Çünkü roman, iğrenç diktatör trujillo dönemine balıklama dalıyor ve bu nedenle okur, üç kelimden oluşan karışık isimlerin arasında boğulurken hangi sularda yüzdüğünün bile farkına varamıyor. evet bir diktatörün suikastla ölmesine kadar geçen süre içinde dönemin olağanüstü detaylarına şahit oluyor ve günümüze de ışık tutan çağdaş diktatörlüğü kavramamızı sağlayan bir dizi olayın şahidi oluyoruz bu başyapıtla. yazar devamlı okurun elinden tutuyor, Dominik cumhuriyetinin manzarasını gözden kaçıracaklar için romana uyarı levhaları eklemiş. bu yüzden yüzeysel bir ilgi ile başladığınız okuma çabanız denizde sörf yapma eğlencesini andıran bir akışa bırakıyor yerini. Kaçırmayın.
bırak da adamlar istediği şeyden şikayet etsin. bir kitabın soyut içeriği yazara ait kabı ise yayın evine aittir. insanların yayınevinin icraatlarını eleştirme hakkı vardır. yazarın eseri ile yayın evinin kitabı basma konusundaki stratejisini aynı cümle içinde kullanma talihsizliğini gösterdiğin için asıl biz trajik bir acı hissediyoruz.
Yazarın, okuduğum her romanında, sisler arasında gelişen bir konunun izini sürmemizi isteğini fark ettim. Yazarın tekniği buydu ve belki de bu şekilde yazmak onu rahatlatıyordu. Kıyamet günü ustası eserinde yazarı çok fazla başarılı buluştum. Aynı tekniği kullanmış ve romanın sonuna kadar insanı heyecanlandıran sırlar perdesini kaldırmaya yanaşmamıştı. gerçekten Kıyamet günü ustası romanı yazarın en sevdiğim ve hayatta okuduğum en değerli romanlar arasındadır. Şeytan tozu adlı bu eser ise fiyatına bakarak kaçırılmamalı ancak KGU'nun yanına yaklaşamaz. evet iki romanı yazan kişi de aynı, ancak aralarında büyük büyük uçurumlar mevcut.
Yıllar sonra Robinson'u YKY den okumak çok ciddi bir işti. Zamanında, sanat çevresinin roman yazacak nitelikleri olmadığını düşündüğü Defoe teknik konular dışında hala güncelliğini koruyan bir eser bırakmış. Yerlilerle karşılaşma, karakterin hayatta kalma mücadelesi çok gerçekçi yansıtılmış. Adada mahsur kalma çok işlenmiş ve günümüzde klişeler arsına girmiş baygın bir konu gibi dursa da henüz bu konuyu hakkıyla işleyen bir yazarla tanışmış değilim. Defoe hariç.
Yazar, öyle olmasını istemediğini dile getirse bile biraz otobiyografik bir yazı ortaya çıkmış. Aklında yazma sanatıyla ilgili çömez yazar adaylarını aydınlatma fikriyle işe başladığını ancak sonradan anılara dalıp gittiğini belli eden bir tür yazım ile karşılaşıyoruz. eserin sonlarına doğru, o can sıkıcı, mekanik, kişisel tecrübeyle sınırlı "iyi yazma" maddelerini sıralıyor yazar. Ancak ben King'in okuyucu ile sohbet ettiği bu kitabını, okuyucunun ruhunu bedeninden ayıracak kadar sıkıcı olan diğer kitaplarından daha çok beğendim. Diğerleri sıkıcılar çünkü king fanları 500 sayfadan aşağı roman kabul etmiyorlar. yazarımız da romanı doldurabilmek adına 100 sayfalık metni 500 sayfaya çıkarma başarısı gösteriyor.