Toplam yorum: 3.253.599
Bu ayki yorum: 5.625
E-Dergi
ilk@y Tarafından Yapılan Yorumlar
kitabın görseli beni kendine çektiği için Alfa yayınlarını tercih ettim. tabiki çeviri ve kalite konusunda çekincelerim vardı ancak hepsinin boş olduğunu kitap elime gelince gördüm. 1600 lü yıllarda böylesine bir romanın yazılıyor olması ve kitabın ilk sayfalarında görmemizin mümkün olduğu telif haklarıyla ilgili ahkamların bulunması insanı şaşırtıyor. çok iyi
150. sayfaya kadar yazarın verdiği detayların gereksiz olduğunu düşünüyorum. insan okurken biraz sıkılıyor ancak geri kalanını ilgiyle okudum. romanda pek olay geçmiyor, olanlar ise tatmin edici bir sonla bitmiyor. yazarın anlatım tarzı ve diyologların canlılığı okuma hissini kırbaçlıyor. absürd ve hiper gerçeküstü konusunu, hikayenin bir sonuca bağlanamayışını göz ardı edersek çok iyi diyebiliriz.
Sanki 1 gecede alternatif geleceğin tüm detayları oluşmuşcasına sığ bir geçiş sürecine şahit oluyoruz. yeni dünya inandırıcı değil çünkü detaylar nerdeyse tamamen feminizm kafasıyla oluşturulmuş düşüneler için harcanmış. yeni dünya o kadar iğreti duruyor ki insan kendini içinde hissedemiyor. romanın %80 i safsata , yazarın üslubu iyi olmasa romandan kurtulmak için toprağa gömeceğim. yazar 1400 yıl öncesi arap yaşayışına öykünmüş gibi, kadınları yürüyen rahimler olarak düşünmesi kurgu olarak pek göze batmayabilir ancak romanda bu düşünce o kadar öne çıkıyor ki tuzsuz bir yemek demek az kalır. Feminizm erkeklere hakaret etmek demek değildir. ne yaşandıysa artık romanda pek çok giydirmece mevcur. sona doğru ilgi artıyor ancak o anlara kadar can sıkıntısı
Bana Yaşar Kemal okumayı sevdiren roman yer demir gök bakır eseridir. Ölmez otu üçlemenin bir parçası olsa bile aynı akıcılığı ve olay gelişiminden alınan hazzı vermedi. aksine roman boyunca ağır çekimde ilerleyen olayların aklımda kalan tek özelliği aynı olaylar olmasıydı. Tavuk kovalayan meryemcenin 100 sayfa sonra hala aynı tavuğu kovalaması bana saçma geliyor. cesetle ne yapacağını bilemeyen memidiğin yüzlerce sayfa sonunda hala cesetle ne yapacağını bilememesi olay gelişimin nasıl ağır çekim ilerleyemediğini bana resmen yaşattı. Okuma zevkimi baltaladı. bu roman elimde süründüğü müddetçe içimde duyduğum okuma hevesi söndü. Çukurovayı iyi anlatıyormuş yazar, keşke ilgimi çekseydi.
Lise yıllarımda korku gerilim roman tarzının vazgeçilmez üstadı olarak gördüğüm Koontz'un severek okuduğum onlarca kitabı hala hafızamda renkli bir şekilde durur. yıllar geçtikçe yazara olan düşkünlüğüm azaldı ancak duygusal olarak bende bıraktığı heyecan hissi değişmedi. aynı heyecanla başına oturduğum romanlarının eski tadı vermemesi, benim büyüyüp bir okur olarak kendimi geliştirmeme rağmen yazarın yıllarca yerinde saymasıdır. bu kitabıyla anlıyorum ki yazar üslupta biraz gelişmiş sadece, kendinden beklenilmeyecek derecede zenginlik içeren cümleler görme şansım oldu. onun dışında bildiğimiz koontz. yine roman gereksiz ayrıntılarla dolu, yine cılız bir iskeletin üzerine kocaman bir olay ağı örülmüş. komplo ve zavallı birinin üzerinde gelişen devasa önemli olaylar mantığı bu romanda da mevcut.