Toplam yorum: 3.092.427
Bu ayki yorum: 3.028

E-Dergi

Okuyucu1980 Tarafından Yapılan Yorumlar

09.08.2002

Bir Krishna klasiği.

Yüzyıllardır sınıflı toplumlarda yönetici elit, kendi çıkarlarını halkın çıkarları olarak göstermeye ve kendi felsefesini halka kabul ettirmeye çalışmıştır. Mesala köleci toplumda yönetimdeki sınıf yani egemen sınıf olan köle sahipleri, kendi ahlaki sistemlerini, felsefelerini ve toplumsal düzenlerini yaratmışlardır ve bunu evrensel doğru olarak halka empoze etmeye çalışmışlardır. Bir çok filozof da bunlara bilinçli veya bilinçsiz olarak destek vermiştir. Bu sayede kendi servetlerini kölelere karşı koruma ve geliştirme imkanı bulmuşlar ve sömürünün devamını sağlamışlardır.

İşte Krishna, bugunkü toplumsal yapı içersinde yönetici elitin yapmaya çalıştığı, insanlara empoze etmeye çalıştığı şeyi yani insanın toplumsal sorunlarla ilgilenmemesini dolaysız olarak sağlamaya çalışıyor. Oysaki insan toplumdan istese de soyutlanamaz. Mesela bir insanın yaşaması için, ihtiyaçlarını karşılaması için günümüz toplumunda çalışması gerekir. Mesela patronun canının sıkılması üzerine işten atılan bir işçi ne yapacak. Bu insanı işsizlik sorunundan soyutlayabilir miyiz?
09.08.2002

Korku, insan zihninin dış dünyaya bir tepkisidir. Dış dünyadan öğrendiklerimize (başkaları tarafından öğretilenler, kendi deneyimlerimiz ve bunların sonuçlarıyla birlikte insanın kendi zihinsel faliyetini ekleyerek meydana getirdiği çıkarımlar) göre göre zihnimiz çeşitli tepkiler verir. Bunlar istek, üzüntü, korku ... v.s.
Ama şunu kesinlikle unutmamak lazım: "Madde olmadan düşünce varolamaz." Mesela, beyin olmadan düşünebilir miydik? veya masa olmadan masa hakkında düşünebilir miydik? Algıladığımız dünya olmadan zihin neyi düşünecek? Ve bizim isteklerimiz, korkularımız, üzüntülerimiz, sinirimiz hep (madde temelli) düşüncemizin ürünüdür. Düşünsenize ayının nasıl bir hayvan olduğunu bilmeden ayıdan korkabilir miyiz? veya araba diye bir araç olup olmadığını bilmeden, onun hakkında düşünebilir veya onu isteyebilir miyiz? yani istek, korku ... v.s 'nin temeli madde ve onun zihnimizdeki yansısı olan düşüncedir.
İşte Krishnamurti burada tamamen dünyadan kopuyor! Bütün düşünce faliyetini(istek, arzu, üzüntü, sevinç, korku, bencillik ... v.s) düşünceden bağımsız yapmayı öne sürüyor!
Biz neyi, niçin istediğimizi nasıl anlarız?: Kendi kendimize sorular sorarız, yani düşünürüz.Neyle düşünürüz?: Belleğimizi kullanarak, yaşadığımız süre boyunca öğrendiklerimizi kullanarak. Krishnamurti korkuya, isteğe düşünce olmadan ve dolaysız olarak madde dışı bir şeyle bakmayı öğütlüyor. (Krishna gözümüzün önünde bulutlara kadar çıktı bile) Krishna abi nedir bu maddeden bağımsız şey, kaynağı nedir, (maddenin varlığını temel alarak maddeyi inceleyen bilimde tabi ki böyle bir olgu beklemiyoruz ama yine de mantıklı bir yan arıyoruz). İşte bizi mistisizme, bilinmezciliğe götüren şey! Bu soruya cevabı biz vercez: Böyle bir şey yok yada doğa üstü bir güç tarafından (mesela uzaylılar) biz insanlara verilmiş.
Krishnamurti kendini kurtarmak için çok güzel bir yol bulmuş hakikaten."Bunu anlamak için uğraşırsanız asla anlayamazsınız". Valla bence uğraşsakta, uğraşmasakta panalleri kimler tarafından desteklendiği belli olan piskopos Krishnamurtiyi anlayamayacağız..
09.08.2002

Che'nin hayatının bütünü.Ernesto'nun Che'ye dönüşümünü sağlayan toplumsal şartların ve bu şartlar altında ortaya çıkan ilişkilerin tasviri.
Mesela ilk isyankar düşüncelerinin gelişimi; nispeten zengin bir aileye sahip olan Ernesto'nun arkadaşının evine gidip, derme çatma bir kulube içerisinde, açlıktan yerde gazetelerin üstünde yatan yedi kişilik aileyi görmesiyle başlar. Çeşitli hayatlar arasındaki farklılıkları görür ve bunun sebebinin küçük bir azınlığın büyük çoğunluk üzerinde, onu sömürerek, kullanarak, onu yoksulluğa, işsizliğe mahkum ederek ve dolaysızca her türlü pisliğe iterek, keyif içerisinde, asalakça ve gün be gün iğrençleşerek yaşaması olduğunu anlar.(televizyonlarda görüyoruz!) Bu gerçeği bilmemin sorumluluğu altında ezilmemek için önce Küba'ya sonra Konga'ya sonra da katledildiği Bolivya'ya giderek ne kadar halktan kopuk, halkın sosyalist örgütlenmesinden kopuk ve bilimsel-sosyalizm dışı bir gayretle de olsa hümanistçe ve üst düzey bir eşitlik ve insanlık anlayışı içinde mücadele eder.
Che'nin mücadelesi Che farkında olmasa da halka iyilik yapma, yani halka karşı halka iyilik yapma mücadelesidir(kendini kurtaramayan halka bir grup insanın iyilik yapmasıdır). Bu yüzden fazla yaşayamazdı; yaşayamadı da. Aslolan ve bilimsel olan bilinçlenmiş olan işçi ve emekçi yığınlarının üretimden gelen gücünü kullanarak varolan toplumun ve bundan kaynaklanan ilişkilerin (bencillik, güvensizlik, korku, çıkarcılık temelli ilişkilerin)niteliğini değiştirmesidir.Kendi kendini kurtarmasıdır.
09.08.2002

Dünyadaki egemenliğin veriler ve toplumsal ilişkiler üzerinden sorgulanmasıyla ulaşılması kaçınılmaz sonuç olarak emperyalist-kapitalist sistemin teşhiri.

Lenin kitapta kapitalizmin başlangıç aşamasında var olan rekabetin kaçınılmaz olarak tekelci piyasaya ve bunun sonucu olarak daha fazla yoksulluk, işsizlik, ölüm ve köleleşmeye yol açacağını ve bunun karşısında ister istemez oluşan toplumsal muhalefetin toplumsal çelişkileri çözmesinin kaçınılmazlığını ortaya koyuyor. Mesela sebeplerinden birisi; dünyadaki az sayıda tekelci burjuvazinin, bütün dünya halklarını yoksulluğa, açlığa ve sömürüye mahkum ederek,(sadece anlaşmalı hükümetlerle değil, anlaşamadığı zaman işgalle) asalakça yaşaması. Ülkelerin burjuva devlet niteliği giderek yıkılıyor ve yerini tekelci burjuva devlet niteliği alıyor.
Dünyayı para kazanmak için yaratılmış olarak gören uluslararası tekeller, önlerine çıkan engelleri aşmak için hiçbir yola başvurmak çekinmiyorlar. Savaşlar, işgaller ve bunların sonucu binlerce insanın ölümü ve çok daha fazlasının yoksulluk içinde yaşaması. Ve giderek daha çok insan, giderek daha az insanın (tekelleşen) kölesi durumuna geliyor...
09.08.2002

Marx ve Engels'in 1848 Devrimleri öngününde, Belçika'da İşçiler Birliği'nin görevlendirmesi üzerine hazırladıkları manifesto.
Kitap; bütün burjuva rakip partilerin birbirine komünist dediği bir dönemde, bilimsel sosyalizmin ve diğer bilimsel olmayan sosyalizm çeşitlerinin ortaya konulduğu bir çalışmadır. Burjuva soslayizmi, feodal sosyalizm, küçük-burjuva sosyalizmi ve çeşitli ütopik sosyalizmler teşhir edilmiş, burjuva eleştirilere açıklıkla yanıt verilmiştir.
Ayrıca işçi sınıfının güncel durumu ve işçi sınıfının tarihsel rolu dolayısıyla bir sosyalist devrimin kaçınılmazlığı ile bunun yol ve yöntemleri, çalışma ve örgütlenme şelki ortaya konulmuştur.
Güncel durumu açıklayan ve sorulara cevap veren okunması gerken bir kitap...