Toplam yorum: 3.092.427
Bu ayki yorum: 3.028

E-Dergi

okuyanhemsirecik Tarafından Yapılan Yorumlar

30.11.2020

İlk sayfasında alıyor sizi dünyasına kitap. Sıkıldım, sonra devam ederim diyemiyorsunuz. Sonu gelsin isterken, bitmesin diye yalvarıyorsunuz. Yani en azından ben öyle yaptım.

Macaristan'ın yoksul bir semtinde yaşayan Nemecsek, Boka ve arkadaşları için kutsal bir oyun alanı var: Arsa! Bu alanda bir ordu oluşturan çocukların tek eri; bizim minik, zayıf, sarışın Nemecsek'imiz. Komutanları; akıllı Boka. Füvészkert grubu ise bizimkilerin düşmanı. Bilyalarını alıyor, onları korkutuyorlar. Bunlar yetmezmiş gibi oyun alanlarına göz koyuyorlar. Gururlu birer asker hepsi. Arsa için centilmen bir savaş tasarlıyorlar. Kim kazanırsa Arsa onun olacak.

Okurken kendimi onların arasında hayal ettim. Çocuk halime dönüp bir göz kırptım. Özlemiş oyun oynamayı, tasasız yaşamayı...
Henüz okumayan varsa; birkaç saat ayırın bu güzel kitaba. Gözyaşlarınızı ve gülümsemenizi bırakacaksınız sayfaların arasına
30.11.2020

Savaştan kaçıp İsviçre'ye sığınan Ferdinand ve Paula, resmî bir mektubun gelmesiyle zor bir karar vermek zorunda kalırlar. İradesinin kuvveti sınanan Ferdinand, düzen için mi savaşacak yoksa özgürlüğü için mi? Karısını mı seçecek, yoksa vatanını mı? Vatanında bir yabancı gibi hissediyorsa insan onun için savaşmalı mıdır? Peki devlerin tepişip sivillerin ayaklar altında ezildiği bu savaşların sonu nasıl gelebilir? Bir karşı çıkışla başlayabilir mi her şey?

Zweig'in savaş karşıtı, hümanist bir insan olduğunu bilirsiniz. Bu öykü tam da bu düşüncenin temeline oturtulmuş, kısa ama içe işleyen bir öykü. Kararların önemini anlatan bir öykü.
15.11.2020

3 karakter üzerine kurulu olan ve bir gemide geçen öykü, anlatıcımızın kimliğini bilmiyoruz. Gemi yolculuğu sırasında bir arkadaşı dünya satranç şampiyonu Mirko Czentovic'in de gemide olduğunu söylüyor. Anlatıcının ilgisini çekiyor bu çünkü Czentovic zeka düzeyi düşük, okuma yazmayı bile tam olarak çözememiş ve düzgün konuşamayan biri. Kendini beğenmiş, tüm eksikliklerine rağmen insanlara tepeden bakıyor. Anlatıcımız onu daha iyi gözlemleyebilmek için onu para karşılığı satranç maçına davet ediyor. Bu maçlardan biri sırasında Dr. B. ile karşılaşıyoruz. Hitlerin gazabının farklı bir türüne maruz kalan Dr. B. insanı derinden yaralayan hikayesinin anlatıyor bize. Satrançta nasıl bu kadar iyi olduğunu öğrendiğinizde hem şaşırıp hem de üzüleceksiniz.
15.11.2020

Jack London'un 1906-1907 yıllarında bir dergide seri halinde yayımlanan bu eseri genç bir adamın rüyalarında eski çağlardan kesitler görmesi ve bu rüyaları oradaymış gibi ayrıntılı hatırlaması kurgusu üzerine kurulu. Çocukluğundan beri gördüğü bu rüyalara ancak üniversiteye gidip insan psikolojisinin derinliği ile ilgili bilgiler edindiğinde anlam vermeye başlayabiliyor. Rüyalarında gördüğü eski çağlar bazı araştırmalara göre genlerle aktarılan bilgi ile geçmiş olabilir. Çünkü rüyalarımızın belli bir kapasitesi vardır. İnsan hiç karşılaşmadığı bir cismin rüyasını göremez. Örneğin ağaçlar; çocukken şehirde yaşayan karakterimiz daha önce hiç görmediği ağaçlar görüyor rüyasında ve de bunların hepsini tanıyor.Rüyalarında gördüğü bu Genç Dünya'da Kocadiş, Sarkıkkulak, Kızılgöz, Tezcanlı, Kılıçdiş ve daha birçok karakterle macera kitabı niteliğinde bu yüzden okuması çok keyifli.
15.11.2020

11 yaşındakı Flavia de Luce sizi kendine hayran bırakacak. Bir çocuğun ağzından yazılan kitap, bu kadar güzel olamaz dedirtti bana. Kimyaya olan ilgisi ve kendine olan güveni gıpta ettiriyor insana. Polisiye severseniz, hatta sevmeseniz bile kesinlikle bir şans vermelisiniz.