E-Dergi

Tarihten kalan büyük mirasa karşı sırtımızı dönmeye başlayışımızın hikayesi,serinin ilk kitabının ağır basan konusu denilebilir.Yakın tarihimizin saklanan, daha doğrusu unutturulan gerçeklerini okumaya bu kitapla başlayabilirsiniz.

Resmi idolojiyle yıkanmış beyinlerimizi gerçek bilgilerle donatmanın 4. adımı.Ve bence en önemlisi de Atatürk'e bakışı normalleştiren yani onu bir insan olarak hırslarıyla,hatalarıyla ve bize dahi etki eden tüm zararlarıyla değerlendirebilmek için siz de korku duvarını yıkın ve kuru kuruya "Ulu Önder" sevdasına kapılmak yerine onu ve dönemini tanımak için bir adım daha atın.

Kitaba ismini veren ve kitaptaki hikayelerin en güzeli olan "İnsana Ne Kadar Toprak Lazım" hırslarının ve ölümün farkında olmayan insanın hırslarını dizginlemesini sağlayabilecek her yaş için düşündürücü bir hikaye.

Birçok küçük öyküyle dolu bu kitap.Hepsi de Tolstoy'un othodox hristiyanlığına bakışını, daha doğrusu eleştirisini yansıtıyor.Her Tolstoy eseri gibi Rusları değil tüm dünyayı etkileyen ve uyaran efsane bir yapıt.Ortaokul ve lise zamanlarında okuyucunun karakterine çok şey katacağı şüphesiz..

Bu kitabı lise 3'te okudum.Hareketli ve heyecanlı bir roman fakat karakterler gitgide çoğalıyor ve bir süre sonra "Bourne ne yapıyor ve ileride ne yapacak" bunları takip edebiliyorsunuz.Kitap bana biraz ağır geldi ve birçok yerini anlayamadım.Bence lise dönemi için biraz ağır bir kitap.Karakter isimleri yabancı olduğu için karakter takibini iyi yapamamış da olabilirim.