E-Dergi

Ben galiba böyleyim diye okumaya başlayıp hem kendimi bulduğum hem de bulamadığım kitap… Bence çok eksik çünkü illa mükemmeliyetçiliğin arkasında yatan sebeplerin önemli olmadığını, önemli olanın onda ısrarcı olmamıza neden olan faktörlerin varlığı olduğunu iddia ediyor. Mantıksız değil ancak bunu çoğunlukla çok bireyci bir tutumla ele aldığı için bana göre eksik bir anlatım söz konusu. Genelde psikoloji kitaplarında sık karşılaşılan bir durum bu; sosyoloji, siyaset gibi bileşenlerden bağımsız olarak psikolojik tahliller yapıldığında bir şeyler hep eksik kalıyor.

Ego durumlarını id ego süperegoyu bu kitapta çok iyi anlamaya çalıştım ama tavsiyem ilgili olan kişilerin okuması yoksa kavramsal olarak zorlanabilirler.

Gündelik hayatın ince kıvrımlarının kıvrak zekalı gözlemcisi Erving Goffman, bu kez bu dilin yuvasına, bir "total kurum" olarak akıl hastanelerinin o kendine has dünyasına götürüyor bizi.

Kalabalık içindeki bireylerin birbirleriyle nasıl ilişki kurduklarını ve bu tür bağlamlarda ortaya çıkan kolektif davranışları inceler. Ayrıca, kamu otoritelerinin rolüne ve kamu düzeninin temelini oluşturan gözetim ve düzenleme sistemlerine değinerek, normları ve düzenlemeleri uygulamak için resmi ve gayri resmi sosyal kontrol yöntemlerinin birlikte çalıştığına dikkat çeker. Erving Goffman'ın bu kitabı, mikro sosyolojik bir perspektiften sosyal etkileşimleri inceleyen kapsamlı bir çalışmadır.

Yazar konuyu sürprizli bir bakış açısıyla ele almış. Aşkın psikolojisi kitapta bir mit üzerinden irdeleniyor. Tristan ve Isolde'nin miti