Toplam yorum: 3.090.135
Bu ayki yorum: 733

E-Dergi

Ahmet Veske

Üsküdar'da doğdum. Kitapları severim. Hatırladığım ilk kitabımı, mazotlanmış ve talaş dökülmüş tahta zemini olan; kitap, gazete, defter ve rüzgargülü satan küçük bir dükkandan okul harçlığımla aldığım. Adı 'Tom Amcanın Kulübesi'ydi. İşte kitapla olan serüvenimiz böyle başladı.

Ahmet Veske Tarafından Yapılan Yorumlar

Masal dinleyerek büyüsek de bugün onların bir bölümünün pedagojik olarak çocuklara uygun olduğunu söylemek imkânsız. Doğu ve Batı masallarının en bilinenlerinin yer aldığı "Resimli Baş Ucu Masallarım" serisi, dinleyerek büyüdüğümüz masallardan oluşuyor. Ancak masalların bizim çocukluğumuzdaki yazınına göre gözden geçirilmiş “çocuğa görelik” kriterine göre seçilmiş olduğunu söylemekte fayda var.

Alaaddin’in Sihirli Lambası’ndan Rapunzel’e Çirkin Ördek Yavrusu’ndan Kırmızı Başlıklı Kız’a kadar en bilinen anlatıların yanı sıra Zencefilli Kurabiye Adam, Rumpelstiltskin ya da Kralın Yeni Giysisi gibi mizah yönü olan eğlenceli anlatıları da bir sette bulabiliyorsunuz. Peşine herkesi takıp sonunda bir tilkiye yakalanan Zencefilli Kurabiye Adam’ı yıllar sonra tekrar okumak beni gülümsetti.

Küçük yaş grubuna yönelik kitaplarda metinlerin az görsellerin yoğun olması gerektiğini düşünecek olursak masalların bol resim kullanılması çocuklar için kitapları daha cazip hâle getirdiği kanaatindeyim. Haylaz Keloğlan’ın diğerlerinin arasında olmayışına üzülsem de seri hitap ettiği yaş grubuna uygun eğlenceli bir seçki olmuş.

Anne sesinin eşlik ettiği bir masalın yerini ne doldurabilir ki? İnsanı uykuya yolcu eden o son cümlelerin ne olduğuysa oldukça önemlidir tabii.
Tarihsel olaylar bir milletin geçmişten günümüze ne gibi süreçlerden geçtiğinin izleridir. Milletler bu olaylar zincirini irdeleyerek çevresel faktörleri de dikkate alarak kendi yollarını belirlemeye çalışırlar."Zeytindağı" Osmanlı İmparatorluğu'nun son evrelerini ve Birinci Dünya Savaşı'nın karmaşası içinde Ortadoğu'daki güç savaşlarında topraklarını yitirmesinin canlı tanığı olan yazarından okuduğumuz önemli bir kitap.

"Tenha çöllerde Türklerin savaşını görmeyenler Türklerin kahraman olduğunu nasıl anlayabilir?...Irak, Çanakkale, Kafkasya, Galiçya ve Romanya cephelerinde her mevsime, her düşmana ve her iklime karşı savaşan bu cesur adamlar Herkül'ün on iki imtihanını verdiler."(s.158) Bu nedenle aile geçmişinizi sorguladığınızda bu topraklarda savaşmış bir büyüğümüze mutlaka rastlarız.

Günümüzde de aynı coğrafyada meydana gelen olaylar "Zeytindağı"nda Falih Rıfkı'nın anlattıklarından pek farklı değil. Kitabı önemli kılanda bu bence. Bu nedenle okunmasını özellikle öneriyorum.

Konusu etkileyici. Çocukların hayata bakışlarında dünyalarına yeni açılımlar sağlayacak bir kitap. Yazar ve çizer aynı kişi: Quentin Blake, bu aynılıktan ortaya çıkan bir kitap: ”Gökte Bir Tekne”. Bu bağlamda örneğin anlamlı, vurucu ve öz çıkarımlar sunan kitapların yazar ve çizeri Peter H.Reynolds, bizde ise Feridun Oral gibi.

1932’de Londra’da doğan Quentin Blake, dünyaca ünlü bir sanatçı. Roald Dahl ve Joan Aiken gibi yazarlar için sayısız kitap resimledi, çok sayıda derginin çizimlerini üstlendi. 20 yıl öğretmenlik yaptığı Kraliyet Sanat Akademisi İllüstrasyon Bölümü’nün başkanlık görevini yürüttü. Londra’da yaşayan sanatçı, birçok ödülün yanı sıra 2002 Hans Christian Andersen Ödülü’nün de sahibi.

Yazarın, farklı coğrafyalarda yaşayan 1800 (Bin sekiz yüz) çocukla yaptığı görüşmeler sonucunda oluşmuş bir kitapla karşı karşıyayız. Bu konuda projenin hayat bulması için iletişim kurduğu “çocuk edebiyatı grupları”, yazara desteklerini esirgememişler. Sonuçta bu sinerji çok anlamlı ve güzel bir sonuç vermiş. Mutfağında büyük emek olan bir çalışma: ”Gökte Bir Tekne”

Değişik coğrafyalarda çocukların yaşadığı sorunlar; bu sorunlara çocukların verdiği tertemiz ve masum tepkiler yazarın marifetiyle rafine bir metinle ve çizgilerle okuyucuya sunulmuş. Bu okuyucu, kitaptaki yaşıtlarının gözlemlerini kendi dünyası ve çevresiyle karşılaştırıp yorumlayacak yaşıtları.

Çocuk gözünden yeryüzünde yaşanmakta olan sorunların, öncelikli olanlarının öyküsü Isabelle ve Nicolas’ın kumsalda bir tekne enkazına rastlamalarıyla başlıyor; iki arkadaşa Sidonie adındaki insanların tüfek mermisiyle yaraladıkları leylek eşlik ediyor. Ve zamanla teknedeki sayı artıyor diyelim. Sonrasını sizlere bırakalım.

“Gökte Bir Tekne”, 7 yaş ve üzeri çocuğunuzun kitaplığında olmalı. Birlikte okuyup, yorumlayıp ve farkındalık oluşturmanız önerisiyle iyi okumalar diliyorum.
Okumasını tamamladığımda, bir süre beni vuran finalin etkisinde oturup kaldığımı söylemek istiyorum. Duygusallığımı bağışlayın lütfen. O yaş grubunda, hayatında bilgisayar, cep telefonu, tetris, tablet, bluetooth vb. şeylerin olmadığı bir dönemde sizi izleyen, hissettirmeden sizin hayallerinize dokunan bir öğretmenin belleğinizdeki yerini anlayabilir misiniz. Ki kitabın yazarı Andrew Clements’in ilk sayfalardaki yaşamöyküsünü okursanız daha anlaşılır olacak. Ne demek istediğimi duyumsayan ebeveyn okurlar, bir öykü üzerinden çocuklarıyla bu duyguyu birlikte yaşayabilirler. İdealleri olan bir öğretmenseniz; öğrencilerinize “Bunun Adı Findel”le bu kapıyı aralayabilirsiniz.

Kahramanımız Nick (Nicholas) Allen’ın ilginç deneyciliğiyle başlayan öykü ilginç bir yere taşınıyor. Edebiyat öğretmeni Bayan Lorelei Granger’ın (ki ‘Dünyadaki bütün dilbilgisi ve edebiyat öğretmenlerinin hepsi de sözlük kullandırmaya bayılırlar’ (s. 18)) yazım ve sözcük üzerindeki özenli ve disiplinli duruşu, Nick ve diğer öğrencilerle gelişen olaylar örgüsüyle sürüyor. O olayları okumayı size ve çocuklarınıza/ öğrencilerinize bırakarak, bir öğretmenin öğrencisine söylediği sözlerle yorumumu noktalıyorum: ”Senin gibi bir öğrenciye sahip olmak çok zevkliydi, Nicholas Allen. Şimdi git, güzel bir yaz geçir. Senden büyük başarılar bekliyorum, delikanlı.”(s. 100)

Fazla söze ne hacet. İyi okumalar dileğimle…

Hayatımızdaki bir gerçekliğin bu kadar güzel anlatılması, verdiği mesajı da hem ebeveyn hem de çocuklar için önemli. Gözü kapalı öneririm. Hayatta her an karşılaşılabilecek bir durumun sevimli bir oğlak üzerinden anlatılması ve anlatının hem çocuklara hem de anne-babalara hitap etmesi kitabın ve öyküsünün anlamını bir kat daha arttırıyor. Yazarın kitabının resimlemelerini de yapan bir sanatçı olması ayrıca güzel.

“Simsiyah kulaklı çok sevimli bir oğlaktı bu.
Ama sürüdeki diğer yavrulardan biraz farklı doğmuştu.
Çoban, bacaklarındaki güçsüzlüğü hemen fark etti.
Onu kucağına aldı. Ön bacakları tutmuyordu,
bu haliyle yürümesi imkânsızdı.”

Bir farkındalık kitabı. Çobanın sürüsündeki engelli olan bir oğlakın yaşama sevincine ortak olması, sürüden kopmasın diye gösterdiği çaba hepimiz için iyi bir örnek. Hele bu örnek, küçük yaşlardan itibaren empati duygusunun çocuklara verilmesi için onlara unutmayacakları bir konunun belleklerinde yer etmesine yardımcı olacaktır. Engelli bireylerinde toplumsal yaşam içinde engelsiz bir hayat sürebilecekleri şekilde koşulların dizayn edilmesi de önemli. Bunun küçük yaşlardan itibaren toplumu oluşturan her bir bireye eğitiminin verilmesine öncülük etmesi bu kitabı farklı kılıyor.

“Bahar geldiğinde iki küçük yavru dünyaya getirdi.
Biri siyah diğeri beyazdı.
Oradan oraya sıçrayıp zıplıyorlardı.
Annelerinden farklı ama aynıydılar.”

Yinelemem gerekirse okul öncesi ve sonrası için çocuklarımızın kitaplığında bulunmasını önereceğim bir kitap.