Toplam yorum: 3.087.413
Bu ayki yorum: 7.100

E-Dergi

ilkay coşkun Tarafından Yapılan Yorumlar

08.04.2022

Şiirlerin karşılığı her okur için farklı farklı olabilmektedir. Kaynayan su, patatesi yumuşatırken, yumurtayı sertleştirmektedir. Aynı bunun gibi şiirin etkisi her ne kadar değişimler gösterse de etkisi hep olumlu cihette kendini göstermektedir. Her okur kendi muhayyilesi ölçüsünde şiirlerle bağ kurabilmektedir. Einstein’ın dediği gibi “Ne gördüğünü teorin belirler” anlayışındaki gibi bir etkileşimle sonuçlanacaktır. Ez cümle, umut nüveleri barındıran, çağrışımı yüksek olan sesli şiirler bunlar. Şekva barındırmayan, içtenlikle yazılmış şiirler. İlk şiir kitabından sonra muhtemeldir ki şiirler de değişimler olmuştur ama ilk kitabın sesi, seslenişi, yalınlığı, heyecanı ve farkındalığı hep var olacaktır.
06.04.2022

Şiirlerin genel olarak yedi ve sekiz heceli olarak yazıldığını söylemiştik. Bu durum kitaba artı bir orijinallik kazandırmıştır. Şair Mehmet Ali Kalkan’ın şiiri hakkında yazan Ali Birinci Bey’in, şiirlerin bir kısmında Yunus Emre’nin sesini duyması, diğer bir kısmında da Dede Korkut’un nasihatlerini dinlemiş olmasının notunu buraya düşmek istiyorum. Bu yürek ve ruh birlikteliğini, Arif Nihat Asya, Abdurrahim Karakoç, Dilaver Cebeci, Feyzi Halıcı, Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu, Yavuz Bülent Bakiler gibi isimlerle pekâlâ çoğaltabiliriz. Öz olarak, Bu şiirlerde, sehl-i mümteni” denilen, yani kolay görünen, ancak benzeri söylenmeye kalkılınca zor olduğu anlaşılan, özlü söz söyleme sanatının güzel örneklerini görmekteyiz.
04.04.2022

Rubailerin özünde özellikle ilahi aşk vardır. Dini ve manevi duyarlılıkların yanında mistik ve felsefi yaklaşımlarda dikkat çekmektedir. Vahdet inanışını etraflıca işlemektedir şair. Tasavvuftaki hiçlik makamı gibi birçok konu gelenekten gelen şekliyle işlenmektedir. “Mevla, hayat, ölüm, cennet-cehennem, yol, ateş, dost, âşık” gibi temalar rubailerde daha çok öncelenmiştir. Halk ve tekke şiirimizin özlerini taşımasının yanında, şair, gönül dünyasında ki aşk devrimini rubailerle yaşatır adeta. Rubailer de İslamî literatür ve felsefesiyle beraber azda olsa Zümrüdüanka, kaknüs gibi eski çağ felsefik yaklaşımlara da rubailerde karşılaşmaktayız.
19.03.2022

Her ne kadar farklı şiirlerin, bölümler halinde işlenmesine rağmen hem yoğun bir emeği hem de şairin biçeminin yansımalarını görüyoruz. Şiir dilini dansa, düzyazıyı ise yürüyüşe benzeten ‘Paul Valery’ sözündeki gibi mısralarını dansta tutuyor adeta şair. Ayrıca hece şiirindeki kimi çağrışımlarından ve yinelemelerden de faydalanır ve şiirin bir nevi sesini oluşturur. Ayrıca şiirlerde yer yer ses yükselmesi gözlenir. Yinelemeler, tekrarlar hiç zorlamaya maruz kalmaz ve okuru rahatsız etmez. Dönüp dönüp tekrar tekrar okunabilecek, okurun damağında tat bırakacak güzel şiirler bunlar. Ek olarak, son şiirini kategori dışında tutar şair. Kitabın özetini bu şiirler yapar adeta. Ve şiirin ismi de, “Son Ses”tir. “…İnsanlar…”İnsanlar ey nerdesiniz” (sayfa 79) Final cümlesiyle şiiri bu şekilde sonlandırır. İlkay Coşkun
13.03.2022

Yalnızlığı, sükûneti; dinginlik içerisinde anlatabilmek çok zor olamasa gerek ama kalabalığı, yaşama direncini, vahşi kapitalizmi asude bir dille ele alıp anlatabilmek maharet olsa gerek. Hele hele birkaç neslin göçle beraber maruz kaldığı olağanüstü değişimleri dinginlikle mısralara dökebilmek, arifane bir bakış açısı olsa gerek. Şairin bu bağlamda arifane bir bakış açısında olduğunu söyleyebiliriz. Tam tekmil bir derviş gibi asude bir yaklaşımla şiirlerini örer adeta. İlkay Coşkun