E-Dergi

Katılmadığım, dogru bulmadığım pek cok konu, olay barındırmasına rağmen diline, bağlam içinde salınan alt temaların birbirine bağlanırkenki ince işçiliğine, karakter inşasına hayran kaldığım roman. Tekrar çok mu evet çok ancak neden bu kadar tekrar olduğunu söylüyor anlatıcı.Bir üzüntüm bunca zulüm görmüş insanın acısına yakından bakarken ve romanda bütün ötekileri görürken Müslüman Türklerin mezkur tarih boyunca maruz kaldığı zorbalıklara kör bakılması. Keşke dilini, kurmaca evrenler yaratırken nedenselliği bu denli ustaca akıtmasını cok sevdiğim yazarın, bu cihette de empati gücünü görsem.

Bir ülke tarihinde hiç mi bir şey değişmez, insanın kendiliğini inşasına dair. Belli periyotlarla canım toprağımda bunlar yaşanacak mı kıyemete kadar diye düşündüm. Bana bu duyguyu hissettirmesi bağlamında kitabın dili, anlatım teknikleri guzel. Fakat yer yer metne hizmet etmediğini düşündüğüm sayfalarda sıkıldığımı söylemeliyim.
Ülke topraklarının sosyolojik dramını anlamak için okunmalı, bence.

İç burkan, insanın kendinden, dostluk algısından bir şeyler bulabileceği bir kitap. Yazarın ismini, kimliğini gizli tutarak yazması da beni ayrıca cezbediyor.

Yazılmış en iyi demeyeyim de beni en çok etkileyen polisiye kitaplarının başında geliyor.
Olay Örgüsü, sahnelemeleriye okuru metni okuyormuşçasına değil seyrediyormuşçasına sürüklemesi, böyle ağır mevzuları ajite etmeden sana ve net bir dille aktarması ve bu vesileyle okurla bağ kurması beni etkileyen unsurları. Bir buçuk günde bitirdiğimi de söylemeliyim.

Kızıl Nehirler kadar güzel ve sıradan olmayan polisiye unsurlarıyla döşenmiş bir kitap.