E-Dergi

Senai demirci her ne kitap yazsa mutlaka okurum diyen bir okur kitlesine sahip olup yazdıklarıyla okuru kendine, özüne çağıran değerli kalem sahibi yazarlardandır.

Birinci söz eseri ile de Risale-i Nur’un Sözler mecmuasına ait birinci söz-besmele bahsini konu edinmektedir. “Risale-i Nur’u yeni okumaya başladım” diye mesajlara muhatap olan yazar bu konuda okura hacmi küçük ama içeriği büyük olan birinci söz risaleciğini sunmuştur.

Yeni başladım anlayamıyorum, eski yazı var hep diye ümitsizlenenlere şöyle bir ifade ile mukabele etmektedir, “risale-i Nur’u yeni okumaya başlamak iki türlü güzeldir. Birincisi, yeni okuduğunuz kitap risale-i Nur olduğu için güzeldir. İkincisi, risaleyi yeni okuyor olduğunuz için güzeldir. Risaleyi ‘yine’ okuyanlar ‘yeni’ okuyanların heyecanından alacakları bir şeyler olmalı. Bugüne kadar risale etrafında gelişen olayların ve bakışların, risale adına öne çıkan kişi, kurum ve tavırların haklı-haksız imajından sıyrılıp risaleyi yeni okumaya başlamak şüphesiz büyük serüven olmalıdır.”

kitap adından anlaşılacağı gibi ayetten yola çıkılıp tüm içeriği bu şekilde zannedilebilir ama genel olarak yazarın gündelik olaylara olgulara bakış açısından yansıyanları görmekteyiz.
daha çok insan okumalarını okuyucuya sunmuş ve derin düşüncelere kapı aralamıştır.

kelam ilmi ile kur'an'ı anlamanın yollarını basamaklarını açıklamış yazar. kitap incecik fakat içeriği değerli ve emek harcanarak okura sunulmuş. konuya vakıf olmayanlar yarıda bırakabilir, daha çok akademik bir eser görüntüsü vermektedir.

Dücane Cündioğlu her kitabında olduğu gibi bu kitabında da en önemli sayılan keşf-i kadîm meselesini işlemiş.
İmam Gazaliyi konu alan bir kitaptır. Batılılar imam Gazali ile Abbasiler dönemi sonrasını kendi tarihleri açısından yok sayarlar. Gazali'nin özgür düşünceyi boğduğunu ondan sonra ciddi âlimler ve düşünürler yetişmediğini söylerler, "güya Gazali eserleriyle felsefe ve rasyonalizmi yıkmaya çalışmıştır diyenler, Gazali düşmanlığı yapanlar, bu kişilerin ne yapmak istedikleri, bilmişçe geçinenleri" eleştiri olarak okura sunmuştur bu kitapta.

Yazar kitabında anlatmak istediğini şu şekilde özetlemiştir en başta “tarih, bugüne değin, kadim olanı keşfetmek için çaba sarfetmeyen hiçbir toplumun yeni bir şey ortaya koyabildiğine tanıklık etmedi. İşte zaten bu yüzden bu toprakların çocuklarının öncelikli görevi vaz’ı cedid değil, keşf-i kadîm olmalıdır.”

Tenkit Yazıları, Mustafa İslamoğlu’nun makalelerinin seçkilerinden oluşan ve ilk kitabını 2010 yılında yayınlayan “yazılar serisi” kitaplığının yirmincisidir.

Serideki her kitap gibi kendisine tahsis edilmiş konuyu okuyucusuna farklı zamanlarda yazılmış onlarca makale ile harmanlayarak sunan Mustafa İslamoğlu eskimeyen yazıları ile okurlarına manevi iklimi tattırmaktadır.

Yazar kitabın ilk konusu olarak “yazı sızının çocuğudur” diye başlıyor. Bu berceste ile Mustafa İslamoğlu özdeşleşmiştir adeta. Söylemek, gerçekten ne zor iş söylemek! Evet, kişinin söylemediğinde ölebileceği şeyleri yoksa, söylemese de olur dercesine söylemese öleceği hakikatleri okuruyla buluşturmuştur yazılarıyla.