E-Dergi

Ahmet Ümit bu sefer okuyucuyu Osmanlı'nın en zor yıllarına İttihat ve Terakki dönemine götürüyor. Kitabın bir ucu Teşkilat-ı Mahsusa'nın silahşörlerine diğer ucu Cumhuriyetin ilk çok partili döneminin getirdiği sancılara uzanıyor. Hangi taraf derseniz İttihat ve Terakki'nin son çırpınışlarını çok daha iyi anlatıyor.Yazarın bir çok kitabında uyguladığı iki dönemi dönüşümlü anlatım tekniği burada da var. Sadece bir polisiye değil dönemin sancılarını da iyi anlatmayı başarmış. Ancak bence kitabın eksik yönü de burada ortaya çıkıyor. Tarih polisiyeyi gölgede bırakıyor. Farklı bir final olabilirdi belkide. Her şeye rağmen tarihe biraz ilgi varsa okunası bir kitap.

Her yönüyle Lozan. Konferans öncesi ve konferans görüşmeleri Türk heyetine en yakın gazetecinin ağzından tüm ayrıntıları ile kitapta yer almış.

Tipik bir Grange kitabı ve yazarın ilk eserlerinden. İlk sayfalardan itibaren sizi esir alıyor ve ilerledikçe bir ağacın dalları gibi yeni açılımlarla okuyucuya yeni sürprizler hazırlıyor. Unutmayın son satırları okumadan hikayede her şey bitmiş olmayacak

İskender Pala gerçekten kendi edebi birikimine yakışır bir eser ortaya koymuş. Bağdat kapılarında başlayan öykü günümüz Süleymaniye kütüphanesine kadar Fuzuli'nin Leyla ile Mecnun'u ile ilerlerken bir taraftan da divan edebiyatının hayat öyküsünü bize sunuyor.Şeyh Galip'ten Nedim'den Namık Kemal'e kadar bir çok şair kendine yer bulmayı başarıyor.Bir romandan öte bir edebiyat atlası.

Tam anlamıyla bir oturuşta bitecek olan bir kitap. Aralıklı olarak 2 kez okudum ve gerçek bir başyapıt olduğunu iddia etmekteyim. Açık , anlaşılır ve sürükleyici. Steinbeck'in kaleminden çıkan bir edebiyat şaheseri