Toplam yorum: 3.092.427
Bu ayki yorum: 3.028

E-Dergi

eada Tarafından Yapılan Yorumlar

19.08.2003

İyi kurgulanmış bir roman. Mathieu, Boris, Lola, İviç, Brunet, Daniel, Marcelle ve Sarah' ın kişilik kurgularını son derece iyi vermiş Sartre. Boris' in Lola'ya olan ilgisinin şiddeti, Iviç' in korkuları, Brunet ve Daniel' in kişilik arayışları, Marcelle' in hayalleri arasında özgürlüğüne bağımlı Mathieu... Yazar tüm bu dairenin içinde toplumsal kurallar içinde kişilerin öznel ahlakını ve özgür olmanın gerçek anlamını başarıyla sorguluyor. Kişisel mutluluk, insanın kendi değerlerini belirleyip buna göre yaşamasıyla mı yoksa ikiyüzlü bir ahlak anlayışı ile toplumun kurallarına uymakla mı gerçekleşecek? Sartre son noktayı koyduğunda düşündürüyor: ''Her zaman için ÖZGÜR kalmaya MAHKUM...
Okunmamış olması büyük bir kayıp olabilecek bir kitap bence.
27.07.2003

Nietzsche, Zerdüşt aracılığı ile kendi felsefesini anlatıyor. Gerçekten ağır bir kitap ve tekrar tekrar okunması gerekiyor diye düşünüyorum. Tanrıtanımaz bu düşünür, zerdüşt böyle diyordu isimli kitabı ile mistik ya da kutsal kabul edilen kitaplarla boy ölçüşmeye çalışıyor gibi. Elbette kesinlikle o bir deli fakat zekasını anlayamadığımız için ona deli sıfatını yakıştırıyoruz gibime de geliyor. Kitap çeşitli ve ilginç başlıklar altında öğüt verici bir biçimde işlenmiş. Çok ilginç ve kayda değer bilgiler verebildiği gibi okuyan kişinin kendi özüne mantıksız ya da saçma gelebilecek öneriler de sunabiliyor bu kitap. Bu kitabın ve yazarının felsefesinin sıradışı olduğu kesin ve belki de hayallerden öte de değil. Özellikle üstün insanı tasvir ederken yazarın kendi kendine düştüğü çelişkili söylemler felsefesine duyabileceğimiz güveni zedeler bir durumda... Fakat inanın ki, erkeklerden topluma ve kadınlardan rahiplere, pazar yerindeki sineklerden, namus ve zehirli örümceklere kadar hemen hemen değinmediği bir konu yok. Kesinlikle okunması ve hatta iyice gözden geçirilmesi bir kitap olarak görsem de, kitabın dibe vurdurucu etkisine fazla kapılmamak gerektiğini de belirtmek isterim. Yazar ister istemez, Zerdüşt'ün konuşmalarıyla kendi görüşlerini benimsetmeye çalışan bir peygamber silüetine bürünüyor; temelini sağlam atamadığı belli olan felsefesinin çelişkilerini kısa sürede göreceğinizden de eminim. Fakat yine de 'Zerdüşt böyle diyordu' elinde bir çok kapının anahtarını tutabilen bir kitap olarak karşımıza çıkıyor, fakat kapıların ardında neler olduğunu bilebilmemiz için ya yazarı kadar delirmeli ya da onun üstüninsanına veya zekasına sahip olmalıyız. Ne olursa olsun sürekli el altında tutulması gereken bir kitap olarak şiddetle öneririm.
13.07.2003

Perihan Mağden'in çok değişik bir tarzı olduğu kesin. Fakat romanın adına kanmamak lazım. İki değil bir genç kızın romanı bu, yani Behiye'nin. Handan ve Behiye arasında gelişen bir arkadaşlık ötesi ilişki var ya da en azından öyle görünüyor fakat Handan yeterince betimlenmemiş, kurgulanmamış ve tüm roman, isminin aksine tek bir kişinin üzerine yüklenmiş ki o kişide Behiye'dir. Mağden'in değişik fakat yalın bir anlatımı var ve zaman zaman günlük konuşmalara dönüştüğü için olsa gerek çok kolay okunabilen bir roman var karşımızda. Kesinlikle sıkmıyor, bir kalemde okunup geçilecek türden bir roman. Elbette söylemeden edemeyeceğim: Mağden'in özellikle paragraf ve cümle sonlarında kelimeler ile vermeye çalışıp bence başarısız olduğu imgelemlerin anlatım gücünü artırmak için yaptığı oyunlar can sıkıcı bir halde. Akıcılığını kendi kendine hançerlemiş Mağden. Bunun dışında Behiye için yaptığı psikolojik kugulamaları ise çok başarılı buldum. Elbette bu saptamam diğer kahramanlar için pek geçerli olamadı. Ha bir de roman içinde Handan için sürekli kullanılan bebekkedikız ve mutfak masası üzerinde bulunan ağızağızatahta bir çift kuş peçetelik gibi sürekli yinelenip okuyucuya ısrarla anlatılmak istenen imgeler var. Mağden kesinlikle çok zeki bir yazar fakat bu zeka, okuyucuyu aptal yerine koymayı düşünmekten ziyade kanımca aceleye gelmiş bir roman yazmış. Yazarken kesinlikle sıkılmış ve ''ya bitsin de şu kurtulayım'' filan da demiştir diye düşünüyorum. Ve fakat, yine de karşımızda Perihan Mağden var. Yorulmadan, sıkılmadan okumayı severim diyenlere öneririm. Ayrıca çok fazla şeyler de beklememelerini salık veririm...
07.07.2003

Bir Camus klasiği. Kitaba adını veren Tersi ve Yüzü ile Alay başlıkları özellikle dikkat çekici. Hayatın gerçekliğini ve bu gerçekliğin içindeki saçmalıkları başarıyla sorguluyor Camus. Hayatın bütün işleyişi tersi ve yüzünde başlıyor/bitiyor. Bir anlamda madalyonun kaç yüzü var diyor Camus ve acaba bakıyor muyuz yoksa görüyor muyuz?... Kitabın incecik olduğuna aldanmamak lazım çünkü gerçek anlamda bir dahi olan Camus'un öğretisini anlamak için defalarca okumak gerekebiliyor. Ve kanımca Camus, Tersi ve Yüzü için büyük bir alçak gönüllülükle 'acemice' dese de buna katılmak mümkün değil. Doğum-yaşam-ölüm ve saçmalıklar zinciri... Felsefe seviyorsanız ve daha önemlisi psikolojik saptamalarla ilgileniyorsanız kaçırmayın diyorum.
22.06.2003

Camus Caligula ile diğer eserlerinden farklı olmayacak bir şekilde öğretisini anlatmayı sürdürüyor. Gerçi bu bir tiyatro ama saçmalık saçmalık olmayı sürdürürken, saçma davranmakla davranmamak arasındaki ayrımı güç-otorite-devlet üçlemesi içinde veriyor. Elbetteki bir tiyatro oyunu olduğundan replikleri okurken sahneyi ve dekoru kendiniz düşlüyorsunuz. Fakat yine de sıradışı çözümlemeleri ile Caligula okunabiliyor. Tiyatro ile ilgilenenlerin kesinlikle okuması gereken bir kitap olarak öneriyorum...