Toplam yorum: 3.092.427
Bu ayki yorum: 3.028

E-Dergi

eada Tarafından Yapılan Yorumlar

03.06.2003

Tek kelime ile mükemmel denebilecek öyküleri barındırıyor. Özellikle Beyaz Mantolu Adam adlı öykü tam anlamıyla bir şaheser. Zevkle ve sürüklenerek, bir çırpıda okunuyor. Oğuz Atay'ın kesinlikle kendine has ve daha ötesi çok çok değişik bir anlatım usulu var ve bu uslup, öyküleri okurken yitmiyor. Kitaba adını veren öykü ise psikolojik tanımlamaları ve imgelemleri ile büyüleyici...

Bugüne dek okumayanlar için büyük bir kayıp olarak nitelendirilebilecek kadar kaliteli. Şiddetle öneririm...
25.04.2003

Üç ayrı öykü, tek bir tat gibi... Alice Harikalar Diyarında tam anlamıyla absürdlüğe varan bir öykü ve fakat ilginç olmayı öyle ustalıkla beceriyor ki bir çırpıda okunuyor.
Aynalı Pastane için ise söylenecek o kadar çok şey var ki... Yazmakla anlatılamaz. Çünkü bu hikaye belki de Muştik'in ağzından bir öğreti gibi işleniyor. Değişik psikolojileri çözümleyip, önünüze koyabilmesi öyküye bambaşka tatlar katmış. Son hikayemiz ise bir öncekinden devraldığı imgelerle yolunu sürdürüyor. Kahraman yine aynalardan geçiyor ve yine banyo perdesi kullanan bir yazarımız küçük bir arada görünüveriyor. Sanırım Mungan bir şeyler anlatmak da istemiştir:) Son öykü yazarın cinsel tercihini de bildiğimizden sanki kendisini yazmış gibi geliyor. Fakat, Aynalı Pastaneyi aratan bu öykü sanırım onun yanında küçük bir kum tanesi kadar kalacak. Şimdiye kadar okumadığım için pişman oldum Üç Aynalı Kırk Oda'yı.. Tek bildiğim şimdi budur...
20.03.2003

Neticede Jean Paul Sartre! Hiç düşünmeden, kararsızlık çekmeden eserleri okunabilecek belli yazarlardan biri. Duvar'daki beş öykü de tüm bunları doğruluyor. Özellikle Erostrates ince elenmiş ve sık dokunmuş bir psikoloji üzerine kurulmuş, çok etkileyici bir öykü. Duvar adlı öyküde ise, ölümü bekleyen üç kişinin çaresizliği son derece başarılı olarak çizilen tepkimeleri ile çok iyi kurgulanmış. Öykünün neredeyse tamamının hücrede geçiyor olması ve buna rağmen hiç sıkmaması bunu açıklıyor. Gizlilik adlı öyküsünü ise çok beğenerek okumadığımı söylemeliyim. Ayrıntılarla konuyu boğduğu için sıkılmaya başlıyor, ilgiyi kaybettirebiliyor. Bu derin ayrıntılar "Bir Yöneticinin Çoçukluğu"nda da epey belirgin olmasına rağmen, Lucien'in yaşadıklarının sıradaşılıktan absürdlüğe uzanan ilginçliği, öyküyü sürüklüyor. Bunlar Oda için de söylenebilir. Fakat tüm bunlardan ziyade, yazarın bu beş öyküde, farklı kimliklerle kurgulamalar yapıp, bunda da başarılı olması zekasına hayran bıraktırıyor. Bunu anlamak için, bu öyküleri çok sakin kafayla okumak gerekiyor. Çünkü, böyle olursa ancak, Sartre'ın öykülerinin içinde son derece ileri bir zeka ile ortaya koyduğu imgelemleri yerli yerinde görme fırsatını yakalamak mümkün oluyor. Sartre, özellikle alışılmamış ya da günlük hayatta üzerinde çok da durulmayan konuları, durumları, kahramanlarına farklı tepkimeler verdirerek ele alıyor ve mesajını gayet güzel veriyor : DÜŞÜNÜN...
17.03.2003

Tom Sawyer gerçek anlamda bir çocuk romanı. Üzerinden yıllar geçmiş olsa da tekrar okuyup çocuk olabildim. Kamp kurup, ateş yaktım ve hatta Kızılderili Joe'dan yine korktum. Yalın ve sürükleyici anlatımıyla yetişkin de olsa bence tekrar okunmalı...
13.03.2003

Ölüm, mutlak ve kaçınılmaz son... Fakat, Tolstoy "ölmek ama nasıl?" ı işliyor. Ölümü kabullenme olgunluğunu gösterebilen sefalet içinde bir adam ve ölmekten korkan kaprisli zengin bir kadın. Her ikisinin ölüm süreçleri kerşılıklı anlatılırken, kimin daha zengin olduğunu anlıyorsunuz. "Her gün ölenlerin zavallılığını bir gün ölecek olanın anlatması zordur" Hele ki ihtiyaçları sınırsız ve tatminsizse. Kesinlikle hafızadan silinmeyecek bir yapıt.