E-Dergi

Modernistliğin dünü ve bugününü ortaya o kadar berrak bir şekilde koyuyor ki yarınlar için başvuru kaynağı olacağını görebiliyorsunuz. Kesinlikle katılıyorum ki, bu gün modern islamcılık kadar ehl-i Sünnet akidesine zarar veren başka bir düşünce yok. Diğer kitaplarını da aldım, bir daha bir daha okuyorum geçtiğim yerleri. Teşekkürler ediyorum yaptığın çalışmalardan dolayı.

Merak ettiğim bir şey var; Kuşçubaşı Eşref, Zenci Musa ve diğerlerinin Cumhuriyet kurulduktan sonra neden adları unutuldu. Kalifiye insana en fazla ihtiyaç duyulan bir zamanda bu cengaverlerden istifade edilemez miydi? Kuşçubaşı Eşref'in özellikle daha çok uzun yıllar yaşadığı düşünürse... Ve sonradan yaşadığı hayatın niteliği...
İçler acısı, yazıktan da öte...

İkisinden birini eksik tanıyor olmak, eleştirileri de dengesizleştirebiliyor. Tam üç yıl önce, evindeki kitaplığın dörtte birini kişisel gelişim kitaplarıyla doldurmuş ve bunları okuduktan sonra da durmadan paylaşmış biri olarak geriye dönüp baktığımda; vay be, insanın hayatta gerçekten büyük yanılgıları da oluyormuş, öz eleştirisini yaptıktan sonra ayaklarımın yere daha sağlam bastığını hissetmiş ve kişisel gelişim oyununun bizi nereye sürüklediğini farketmiştim. Bu gün önceliklerini paylaştığım bir yazarın aynı konu üzerinde daha ciddi çalışmalar yaparak faydalı olmaya çalıştığını görmekle mutlu olduğum kadar karşısında putlarının yıkılmasına tahammül edemeyen bir kitleyi görmüş olmaktan dolayı da üzgün olduğumu belirtmek isterim. Üslup üzerinde fazlaca durmayı ve eleştiri noktasını bu noktaya çekmeyi çok adil bulmuyorum. Kişisel olarak kendini geliştirmiş okurlarımızın bundan etkileneceğini düşünmüyorum dersem ne derecede isabetli konuşmuş olurum. İhtiyaçlar hiyerarşisinde son nokta, kendini gerçekleştirme seviyesine gelmiş bir kaç kişi gösterebilir misiniz? Tasavvuf, bu gün en sağlam bildiğiniz pozitif bir bilimden daha köklü kuralları ile kemale erdirme yolları olan bir ilimdir dersem bana da; işte orada dur biraz dersiniz belki. Evet, zamanının çoğunu kişisel gelişime ayırmış biri aynı kadar bir süreyi de tasavvufa ayırsaydı letaiflerindeki değişiklikleri eminim matematik ifadelerinden daha net farkedebilecekti. Bülent AKYÜREK’i bu çalışmasından dolayı eleştirenler bence biraz havanda su dövüyor gibiler. Üslubunun zeminini biraz kaydırıp konuyu daha ilmi hüviyete devşirerek yeni çalışmalar yapmasını bekliyor, başarılar diliyorum.