Ergenekon Hakkındaki Yorumlar

klitap derin devleti ele alıyor. derin devlet konusuna başında katılmıyorum. sadece derin devlet adına türkiyede bazı şleylerin yapıldığını kabul ediyorum. çünkü derin devlet olgusu batı'da devletin çıkarlarını savunmada bir araçtır. örneğin yılmaz öztuna en güçlü derin devlet gelneğinin ingiltere'de olduğunu söylüyor. derin devlet adına gerçekleştirilen ve devlet içinde derin devlet adına oluşturulan yapılanmaların çete kategorisine sokulabilceğini söyleyebilirm. bu yüzden türkiye'de derin devlet denilince olumsuz bir yargı hakim. devlet olgusunu kabul etmeyenlerin zaten derin devletin niteliği hakkında yorum yapmaları da yanlış olur.

dündar bu kitapta yakın tarihimizdeki verileri aktarmış. unuttuğumuz bazı olayları bize anımsatmış. ancak burada ülkücülerin tamamı adına bir genelleme de yapılmış. ülkücü - mafya ilişkisinde kocaman bir camiayı karşısına almış. bu büyük bir eksikliktir. mafya yapılanmasını kimse reddetmiyor. sapı samanı birbirinden ayırmak gerekir.
abdi ipekçi suikasti, mehmet ali ağca, oral çelik, mehmet ağar, susurluk kazası, turgut özal, özal'a suikast girişimi, vb. birçok konuda güzel bilgiler var. taraflı ve yönlendirici bir kitap olmakla berbaer okunmaya değer. yaklaşımın yanlışlığı dışında her şey doğru.

derin devlet olgusuna çok iyi bir araştırma ve örneklerle açıklık getiren bir kitap.insana way be neler varmış dedirtiyo inanın...bir çok arkadaşıma tavsiye ettim.iyi bir arşiv kitabı...

can dündarın araştırmacı kişiliğinden aktardığı bir kitap derin devlete uğur mumcudan sonra yaklaşa bilen bir kalem bu kitapta anlatığı olaylar sizlere derin devlet olgusunu hissetirecek

unutulmaması gerektiği halde unutulan bir olayın oyküsü..susurluk..derin devlet,gladıo,uyusturucu,kumar,mafya üçgenine düşen ülkücü tetikçiler,ozal suikasti,ipekçi cinayeti,mumcu dosyası...hepsi ama hepsi hurda bir mercedesin oykusunde....okuyun bu gerçek belgeseli...

40 Dakika adlı programı yarım yamalak hatırlıyorum. Fakat Can Dündar'ın "Söz uçar yazı kalır" düsturunca program ve belgesellerini metinleştirmesi çok güzel. Bu kitabı da bir çırpıda okudum. Alanında çok sıkıcı rakipleri var, insan okumakta zorlanıyor adeta sürünüyor ama Dündar'ın üslubu, siyasi-belgesel kitapların da roman akıcılığında olabileceğini gösteriyor.

70’li yılların sonlarından Susurluk’a uzanan iç-dış bağlantıların ve buzdağının görünmeyen yüzünün analitik incelenmesi, bir noktadan sonra “vay be” lerinize bırakılan, kimi hilkatlerde soğuk duş etkisi yapabilecek analizlerin bulunduğu bir inceleme.

Unutulmaz belgesellere ve doyumsuz köşe yazılarına imza atan Can Dündar´dan adına yaraşır bir kitap daha. Hemen hepsini defalarca duyduğumuz okuduğumuz izlediğimiz olaylara daha farklı pencerelerden bakmamızı sağlıyor bu kitap. Söz uçar yazı kalır düsturuyla hazırlanan bu kitabı okumak ve okutmak gerekiyor bence. Kitabı bitirdiğimde kafamda tek bir soru vardı; acaba susurlukta o kaza olmasaydı bugün Türkiye dengeleri nasıl olurdu...?

can dündar ve celal kazdağlı susurluk olayını güzelce irdelemişler ve sonuçta bazı gerçekleri ortaya çıkarmışlar... Türkiyenin kara lekesi olan susurluğu susurluğa gelene kadar gelişen olayları derin bir araşırma sonucu ortaya koymuşlar. bence bu kitap soner yalçının reis/gladionun Türk tetikçisi kitabına bir giriş olarak okunabilir ve arşivdeki yerini alabilir...

BU ÜLKEYİ KİM YÖNETİYOR? BU ÜLKE NE KADAR DEMOKRATİK? İŞİN EN KÖTÜSÜ NEREDEYSE CUMHURİYET TARİHİ BOYUNCA BİR TÜRLÜ KURTULAMADIĞIMIZ SİYASETÇİLER GERÇEKTE KİMLERDİ? muhteşem bir eser çıkmış ortaya ancak bütün bunlara bir çözüm bulunabilecekmi? yada bunları hafızamızda ne kadar saklayabileceğiz?!!!

Susurluk a kadar adı duyulmamış bir örgüt.Her türlü kesimden(polis, mafya, işadamı, sanatçı..)elemana sahip bir sistem.İstediğinde istediğini yapabilen, kimsenin dokunamadığı bir yapı.Kaldı ki devletinin başbakanına suikast yapabilecek güce dahi sahip bir oluşum:ERGENEKON.Bu kitap siyaset mafya devlet üçgeninin nasıl döndüğünü insanımıza işaret ediyor.Zaten duyarlı milletimiz tüm bu gerçeklere hayatı boyunca tanık olmuş ve olmaktadır.Olayları daha net görebilmek adına yardımcı bir kaynak.

Ergenekon kitabı ülkemizde Derin Devlet diye adlandırılan mekanizmanın fotoğrafını çekmeye çalışmış ve bence de başarılı olunmuş. Devletin Ali menfaatleri altında nasıl çetelerin oluşturulduğu, ne şekilde paslaştıkları ve ne tür eylemler yaptıkları bu eserde yazarlar tarafından bütün çıplaklığı ile ortaya dökülmüş. Derin Devlet ve Komplo türü kitapları okumaktan hoşlanan arkadaşlara kesinlikle tavsiye ederim.

Kitapta Ergenekon adlı bir Gladio benzeri örgüt ve faaliyetleinden söz ediliyor. Çiller'in özel Bürosu adlı bölümde Çiller tarafından özel bir istihbarat biriminin oluşturulduğu iddia ediliyor. Mehmet Ağar'ın yükselişini bu tür örgütlere bağlıyor. Uğur Mumcu'nun bu tip bir çete hakkında elde ettiği bulgulara da yer veren eser Özal'ın ölümünün ardında ki sis perdesini de aralamaya çalışıyor. Kitabın önemli bir iddiası da Türkiye'yi 12 Eylül girdabına götüren sürecin bu çete tarafından yürütüldüğü. Bazı ideolojik ve taraflı yönleri olsa da kitap okunmata değer.

Daha düne kadar ergenekon'u tarihimizde ki en büyük destanlardan sanırdım. Halbuki bu kitabı okuduktan sonra yaşayan bir efsane olduğunu hayretle öğrenmiş oldum. Acaba diyorum susurluk bir kıvılcım mı oldu. Veya bir başlangıç...
Can Dündar duygusal bir adam sanırdım düne kadar... Celal beyide tebrik etmek isterim. Deliyürek filmi geldi aklıma Osman Sınav abi,Ömer lütfi mete abi geldi. Filmin başındaki "hayal mahsulü" geldi. size tavsiyem Ergenekonla tanışın...