Medeniyetler Çatışması ve Dünya Düzeninin Yeniden Kurulması Hakkındaki Yorumlar

Uluslarası ve siyaset bilimi öğrencilerinin amentüsü olması gereken bir kitap. Huntington dünyadaki temel bölgeleri (batı ülkeleri, asya, ortadoğu ve afrikayı) siyasal,kültürel, ekonomik, diplomatik, tarihleri babında analiz ediyor. Bu bölgelerdeki ülkelerin birbirleriyle ilişkilerinede değinerek, genel bir tablo çiziyor. Ülke içi çatışmaları ve ülkeler arası çatışmaları özetlemeye çalışıyor.Yazarın en büyük hatası zaman zaman çok genelleme yapması, onun dışında "çekirdek devlet" "fay hattı savaşları" gibi yeni kavramlarda oluşturmuş.

öncelikle kızılmadan okunması gereken bir kitap. okuduktan sonra dünya üzerinde olan olayların ve BOP ile paralel yanlarını görünce şaşıracağınız bir kitap. tamamen bir teori olduğundan her dediğinin de doğru olması gerektiğini tabi ki düşünmeyin ama bir kısmı gerçekten doğru.

hoşumuza gitse de gitmese de huntigtonun birçok tezi doğru. yaşadığımız dünyaya ve dünya üzerindeki savaşlara baktığımızda savaşlarının çoğu ekonomik gibi görünse de asıl sebepleri din ve ırk mücadeleleridir. özellikle islamiyetin hüküm sürdüğü coğrafyalar bir baktığımızda hemen hemen tümünde düşük yoğunluklu savaşlar ve çatışmalar görebiliriz.

öyle bir kitap ki..insan kendini düşüncelerde buluyor..hani şöyle söyleyeyim laiklik benim için o kadar önemli bir kavramken bir açıdan ya hani kitapta olduğu gibi TÜRKİYE müslüman medeniyetinin lideri olsa ne güzel olurdu..ama biz bunu Osmanlı da yasadık zaten dimi?bu tarihin tekkerrür etmesini sağlar sadece ama kesinlikle okunulması gerekilen bir kitap..

Orta Asyada Oğuzlar,Göktürkler,Uygurlar medeniyetsizmi yaşamışlar ki Türk Medeniyetini İslam medeniyetiyle başlatmış.Bana göre bir batılının TÜRK MİLLETİNE bakış modeli.Yinede okumak gerek bizi nasıl görüyorlar bilmek açısından.

Medeniyetler çatışması tezi bugün dünya da en çok tartışılan konuların başında geliyor.Bu kitap da o konunun nüvesini teşkil ediyor.Bu kitabı okuduktan sonra'medeniyetler çatışmasından diyaloğa' adlı eseri okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum.İstifade edebileceğiniz çok nokta var.

S.Hungtinton'un bu teorisi, olmayacak duaya amin demek gibi bir şey.Temel gaye ,küreselleşme, medeniyetler çatışması gibi entel terimlerle, saf dimağları karıştırıp, toplumların medeniyetler coğrafyasını kökten yok etmektir. Bu da dünyanın kuruluş düzenini toptan inkar etmek demektir.

Dünya da 1900 lü yılların başında ortaya atılan ve dünya da tek hakim olmayı düşleyen bir takım teoriler ortaya atılmıştır. Bunlara merkezi hakimiyet teorileri adı verilmektedir... Medeniyetler Çatışması da bunlardan biridir. Bu tezin sahbi Samuel Hungtinton Dünyada tek hakim gücün güçlü devletler olması gerektiğini bunu da ancak ABD'nin yapabileceğini savunmaktadır... Güçsüz devletlerin piyon gibi kullanıldığı ve bir çok eleştiri alan bir teoridir...

herkese selam.sayın başbakanımızın sıkça kullandığı "medeniyetler çatışması ve ittifakı "söylemlerinden sonra açıkçası herkes gibi ben de bu kitabı çok okumak istedim ve hemenaldım.okuduktan sonra gördüm ki biz sadece oynanan oyunun içinde sadece bir kaç dakikalık birer rolü bulunan insanlarız.adamlar soğuk savaş sonrası yeni dünya düzeni adı altında kendilerine düşman yaratmaya çalışırlarken biz özal dı,çiller di rejim tartışmasıydı darbeydi diye zaman geçiriyorduk bir hatırlayın.kitabı okuduktan sonra bunların zatenbizi yaşama,gelişme hakkıolan birer insan olarak değil de birer kukla olarak gördüklerini daha iyi anladım.o açıdan kitabın büyütülecek bir şeyi yok;sadece dünyada nelerin döndüğünü daha iyi anlamak için kimlerin nasıl senaryolar ürettiklerini bilmemizi sağlayan" oyun vari" bir kitap.

Artık sermayenin kimin tarafından denetlendiğinin belli olmadığı bir dünyada, toplumları koruyucu ve toplumların kendi kendisini geliştirmelerine elverici bir çerçeve olarak hala muhafaza edebildiğimiz ulus-devletin sınırlarına saldırı söz konusu.
Sermayenin dolaşımının sağlanabilmesi, büyük ölçüde birbirlerinden farklı kimliklere sahip olan küçük topluluklar yaratılmasıyla çok daha mümkün hale gelecektir.
bu aşamada böyle bir maddi gelişmenin ideolojisinde "medeniyetler çatışması" tezinin kuvvet kazanması hiç de tesadüfi değildir.

Fukuyama'nın Tarihin Sonu tezine karşılık gösterilen bu tez de ne hikmetse Fukuyamanında kitabında belirttiği İslam gelecekte batının rakibi (düşman demekten kaçınmış) olacaktır görüşü üzerine kurulu. Her iki yazarın aynı enstitüde görev yapması da dikkate alınması gereken başka bir nokta. her iki yazarda gelecek dönemlerin Amerika dış politikası belirleyen şahıslardan ve biri Batının-liberal demokrasilerin üstün olduğunu belirtip zemin hazırlıyor ve diğeri de liberal demokrasinin yayılmasının karşısında diğer kültürleri gösteriyor. ne diyelim önce Fukuyamayı okuyun daha sonra bunu okuyun.

Huntington'ın "Medeniyetler Çatışması",kendi fikri değildir.Sovyetler Birliği dağılınca ABD komunizmi yendiğini iddia ederek yeni bir düşman aramaya başladı.Önce Usame bin Laden'i göstererek Afganistan'ı bombaladı, sonra da Irak'ı gözüne kestirdi.Bilirsiniz Amerika sadece iki şey üretir:Biri silah ve bunu satacak yerler icat eder, her tarafta birtakım savaşlar çıkartır; ikincisi de film.
Dolayısıyla bunları yazacak birini arıyorlardı, eğer Huntington kabul etmeseydi başka biri yazacaktı.11 Eylül saldırısı ise savaş için ABD'ye bahane oldu.

Hunthington'un tezi yıllarca tartışılacak bir tezdir. Bilim dünyasında ses getirmiştir. Fakat dünyanın gelinen bu noktada yaşayabilmesi kültürlerin çatışması ile değil diyaloğu ile olacaktır. Yoksa Bu tez ile dünyanın sonunun çok kısa bir süre sonra gelecegi aşikardır. Bunun içinde bütün kültürler asgari müştereklerde buluşmalıdırlar...

Harvard Üniversitesi profesörlerinden Samuel P. Huntington'ın 1993 yılında Foreign Affairs'de yer alan "Medeniyetler Çatışması mı?" makalesi, tüm dünyada toplum bilim, siyaset felsefesi ve tarih ile ilgili akademisyenler, politikacılar ve bürokratlar için hararetli bir tartışma ortamı yaratmıştı.
Bu yankı üzerine Huntington, düşüncelerini Medeniyetler Çatışması ve Dünya Düzeninin Yeniden Kurulması adlı bir kitapta ayrıntılı bir şekilde topladı.Huntington'ın tezi kısaca, "Soğuk Savaş sonrasında dünyadaki dengelerin ideoloji ve ekonomiye değil, kültür ve medeniyetlere bağlı olarak meydana geleceğiydi. Önceden beri medeniyetlerin değişmediklerini, birbirlerinden hiç etkilenmediklerini, Batı'nın her zaman demokrasinin, aydınlanmacılığın ve ilerlemenin merkezi olduğunu ileri sürmüş, Doğu’nun ise yobazlık, fakirlik ve tiranlığı simgelediğini varsaymıştı." Bu teze bağlı olarak, çatışmaların ülkeler bazında değil, kültürel benzerliklerin bir arada tuttuğu gruplar arasında doğacağını öne sürdü. Bu yüzden, 11 Eylül saldırısı ardından adından en çok bahsedilen kişilerden biri oldu Huntington...