Anlatıcı karakterin iç dünyasındaki teferruata çok değinmesi nedeniyle bazı okuyucularda ‘sıkıcı’ olarak değerlendirilmesine karşın; yazar Tanpınar olduğu düşünülünce, üstadın anlatacağı o kadar çok şey var ki bunu hoş görmek lazım... Kitapta güzel durumlara ve güzel insanlara rastlıyoruz. Kitabın başında enstitü için o kadar hevesli olan Halit Ayarcı’nın kitabın sonunda değişip, heveslerini yitirmesi beni bir nebze üzdü. Kitap bitince yarım kalmış gibi hissettim. Ağır romandır, hazmederek okunmalıdır. Herkese iyi okumalar...