Üçüncü Tekil Şahıs Hakkındaki Yorumlar

mr.duygun 09.05.2006
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
üçüncü tekil şahıs galiba tam anlamıyla türkiye eşcinselliğini tasvir eden bir kitap. sadece bu ülkenin eşcinselliğini anlatıyor. gaylerin bu ülkede dışlandığını onların da bunu kabul ettiğini üstü kaplaı vurguluyor. okumadan önce kitabın sonundaki bilmeyenler için kısmını okumanızı öneririm çünkü anahtar kelimelerin türkçe meali burada var. kitabın sonu maalesef belirsiz ve kötü bitiyor. bunu da yazarın ilk romanı olmasına veriyorum. fakat bazen insanın iğrenesi de gelmiyor değil gay ortamından. kitapta tutarsızlıklar da yok değil. ana kahraman işten çıktığında bile su gibi para harcııyor ve parası hiç bitmiyor kendisi lüks içinde yaşadığı yetmezmiş gibi bir de ona buna para yetiştiriyor. bence çok tutarsız ama yine de okunulabilir.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
izzetfigenkaplan 14.09.2003
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
''İlk kez üçüncü değil ,birinci şahıs olma isteği,biricik olma isteği,sevme sevilme,merak edilme,bağlanma,kendini verme,hayatını teslim etme,bir ömür birlikte olma,birlikte yaşlanma hayali...''Erhan böyle anlamlandırmaya çalışıyor yaşadığı,sınandığı,sonrasında 37 yıllık hayatının muhasebesini yapmasına vesile olan aşkı.İnterneti saymazsak hikâyeyi oluşturan iki dünya var.Biri İstanbul'un gece hayatından 'marjinal' denilen insanlar ve Beyoğlu; diğeri de anlatıcı konumundaki 'Erhan'ın iş ve aile hayatındaki 'normal' diye adlandırılan insanlar.Gerçekten arka kapak yazısında yazıldığı gibi yalın bir üslûp tercih edilmiş ve hüzünle biten kırık bir aşk hikâyesini anlatmış 'Üçüncü Tekil Şahıs'.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Suat Sungur 28.03.2005
Yazar açıkça söylemiyor ama anlattığı hikayeyle açığa çıkarıyor iktidar ilişkilerinin özel ve kamusal hayattaki yansımalarının aynılığını. Böyle bir ilişkiler ağı içerisinde heteroseksüeller dünyası da farklı değildir elbette. Aynı erkek egemen ideolojinin iktidarı etrafında biçimlenmiş, kadın-erkek ilişkileri de aynı rekabetçi, eşitsiz ve bencil duygularla sürüp gitmektedir. Toplumun her kesimine yayılan bu durumun bize en irkiltici gelen yanı, bir zamanlar aydın sıfatıyla umut bağlanan küçük burjuva entelektüellerinin de oyuna katılmak için talipkar olmalıdır belki de.

Kadınlar ve erkekler arasındaki eşcinsel ilişkileri, travestilerin, transseksüellerin dünyalarını anlatan romanlarda son yıllarda kaydedilen artışın iki örneği geçtiğimiz ay içerisinde yayımlandı. Bunlardan ilki “Üçüncü Tekil Şahıs”, diğeri söz konusu dünyaya eğlenceli bir polisiye hikayesiyle yaklaşan “Peygamber Cinayetleri”ydi. Romanlar arasında bir hiyerarşi kurmuyorum, ama medyada kapladıkları yer açısından gözlemlediğimiz eşitsizliğin hakkaniyetli olmadığını ve ele aldığı meseleleri çarpıcı bir dille “içeriden” anlatan “Üçüncü Tekil Şahıs”ın üzerinde daha fazla durulmayı hak ettiğini düşünüyorum.

Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (2)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla