Cadılar, Ebeler ve Hemşireler & Kadın Şifacıların Tarihi Hakkındaki Yorumlar

Onaylı Yorum Bu yorum, Onaylı Yorumcu tarafından yazılmıştır.
Kadın Şifacıların Tarihi
Doğum, ölüm, sağalma, kadınlar yaşamın her ânında anatomi uzmanı olarak yer alıyorlardı. "Uzman" kadim bilginin aktarıldığı kişiydi, lisans eğitiminin sadece üst sınıfa bahşedildiği, hele kadınlara hiç hak görülmediği tarihlerde kadınlar köy köy dolaşarak ebelik yapıyorlar, bilgi ediniyorlar ve öğrenmek isteyene bildiklerini anlatıyorlardı. Halk onlara "bilge kadın" derken otoriteler "cadı" ya da "şarlatan" dedi, araştırmanın yazarları bu ithamların yol açtığı korkunç sonuçları, o sonuçların günümüze yansımalarını aktarıyorlar hatta günümüzde de "erkek dünyası" kılınmaya çalışılan tıp kurumlarının cinsiyetçilik yüzünden yoksullaştığını örnekliyorlar. Mücadelenin kazanımları sonucu kadınlar sağaltımın bir parçası olma hakkını söke söke aldılarsa da doktorluktan ziyade hemşirelik, ebelik gibi işlere iteleniyorlar. Florence Nightingale'ın Kırım'da yaşadıkları ibretliktir: erkek doktorlar yaralıların yanına yaklaştırmazlar hemşireleri, müdahalede bulunmalarını istemezler. Savaş şiddetlenir, kadınlar hiçbir şey yapmadan kendilerine ayrılan köşede sessiz protestolarını sürdürürler, nihayet "pek de zararlı olmayacakları" düşünülüp işe koşulurlar, ellerinden geleni yaparak nice insanın hayatını kurtarırlar. Adım adım kazanırlar başkalarının gözündeki yetkinliklerini, yüzyıllardan sonra nihayet kabul edilirler bilim dünyasına. Kısmen. Hidden Figures başka cephede süren aynı mücadelenin filmi, aklıma geldi. Sonra işçi sınıfının örgütlenme çabaları sırasında, geçtiğimiz yüzyılın başlarında beyaz kadınların Siyah kadınları örgütlerinde istemediklerini okuduğum Grev!, direnişi engelleyebilmek için kullanışlı enstrümanlar üreten, yıkımı içten getirmeye çalışan iktidarın silahlarını afişe etmesiyle mühimdi. Örgütlenme önemli. Neyse, itaat bilgisizlikten ve bilgisizliğin dayatılmasından kaynaklanır, kadın sağlık çalışanlarının "kadınsı" işlerle sınırlandırılması, pasifize edilmesi karşısında boyun eğdikçe özgür ve yaratıcı failler ketlenecektir. "Geleneksel tıp tarihlerinin beslediği diğer bir mit ise erkek çalışanların, üstün teknolojileri sayesinde [kadınlara] galip geldiğidir. Bu anlatılara göre (erkek) bilim neredeyse kendiliğinden (kadın) bâtılla yer değiştirmiştir; o tarihten beri de bu 'bâtıl'a 'koca karı hikâyeleri' denmiştir." (s. 32) Çatışma sürdükçe tıp siyasi ve ekonomik olarak tekelleşiyor, resmî kurumlar oluşurken gücünü zayıflatacak heretikleri -kadınların şifacılıkla Kilise'ye isyan ettiklerine kadar varmıştı iş- ortadan kaldırmak için harekete geçiyordu, yönetici sınıfın köylü kadınlara karşı başlattığı kırım bunun en bilinen örneği. Daha da önemlisi şu ki en şiddetli cadı avlarının yaşandığı dönemlerde kitlesel köylü ayaklanmaları feodalizmin köklerini sarsmaya başlamıştı, tam da kapitalizmin ve Protestanlığın yükseldiği zamanlar. "Bazı bölgelerde cadılığın, kadınların önderlik ettiği köylü isyanlarını temsil ettiğine dair, feministlerin peşini bırakmaması gereken dağınık kanıtlar mevcuttur." (s. 40) Mevzunun bu boyutunu hiç bilmiyordum ben, şaşırdım. İşte, İncil'i İngilizce yerine Latince baskısından okumak bile suç sayılıyordu, cadılığın şeytan işi olduğunu anlatan kitaplarda Kilise'nin yönergeleri dışında dinî pratiklerde bulunan ve Hristiyanlığa küfür anlamına gelebilecek uygulamaları gerçekleştiren kişilerin tez mahvedilmesi gerektiği söyleniyor, oldukça muğlak metinler otoritenin gücünü belirsizleşmiş sınırların ötesine konuşlandırıyordu, cezalandırılmak istenen kişinin kurtulma şansı yoktu. Üç temel suçlamanın ön plana çıktığını söyleniyor: "Birincisi, erkeklere karşı işlenen akla gelen her cinsel suçtan cadılar sorumlu tutuldu. Açıkça, kadın cinselliğinden dolayı 'suçlu' bulundular. İkincisi, örgütlü olmakla suçlandılar. Üçüncüsü ise sağlığı etkileyen -hem iyileştirici hem kötüleştirici- büyülü güçlere sahip olmakla itham edildiler. Sıklıkla ve spesifik olarak tıbbi ve doğumla ilgili becerilere sahip olmakla suçlandılar." (s. 45)

İkinci bölüm ABD'de tıp mesleğinin yükselişini ve kadınların bu süreçteki vaziyetini içeriyor. Sınıf ve cinsiyet mücadelesinin 19. yüzyılda nasıl ilerlediğini, kadınlar üzerinde tahakkümün nasıl kurulduğunu görüyoruz, devletin baskısı daha doğrudan: "1800 yılından itibaren moda bile üst ve orta sınıf kadınların doğum hizmetini 'hakiki' erkek doktorlardan alması gerektiğini dayatıyordu ki bu, daha sade yaşayan insanların fena halde yakışıksız bulduğu bir âdetti." (s. 71) Diplomalarını alan orta sınıftan doktorlar hemen piyasaya çıkıp fahiş fiyat çekerek iş yapmaya başlamışlar, üstelik o zamanlar Avrupa'nın epey gerisinde kalan tıp bilgisi yüzünden saçma sapan uygulamalarla sayısız ölüme yol açmışlar. 1830'da başlayan Halk Sağlığı Hareketi ve feminist hareket omuz omza vermiş o dönem, küçük de olsa kazanımlar elde edilmiş ki çığın başladığı nokta da orasıdır, ne ki hemen karşı atak başlamış ve kadınların tıptan anlamadıkları, anlamalarının da pek mümkün olmadığı, temel birkaç iş dışında hiçbir şeye bulaşmamaları söylenmiş, üstelik tıp eğitimi iyice pahalı bir hale getirilerek "ayaktakımına" kapatılmış kapılar. Carnegie tayfasının görevlendirdiği Abraham Flexner'ın verdiği raporlar tıp eğitimini standartlaştırırken alternatifleri yok etmiş, tabuta çakılan son çivi: "1910'da yayınlanan Flexner Raporu, vakıfların Amerikan tıbbına verdiği bir ültimatom niteliğindeydi. Yarattığı rüzgârla birlikte çok sayıda tıp okulu kapatıldı; Amerika'nın siyahiler için açılmış sekiz tıp okulundan altısı ve kadın öğrenciler için sığınak vazifesi gören 'hakiki olmayan' okulların büyük çoğunluğu da buna dahildi. Tıp, kati şekilde bir 'yüksek' eğitim branşı olarak kurulmuştu ve ona ancak çok uzun ve pahalı bir üniversite eğitimiyle erişilebilirdi." (s. 86) Orta sınıf beyaz bir erkek için ideal mesleğin doktorluk haline gelmesinin, kadınların alandan yavaş yavaş uzaklaştırılmasının hikâyesi baştan sona.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (3)
Hayır (1)
Bu Yorumu Yanıtla
van kedisi
16.05.2024
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Kampanyadan aldım, ilgi çekici bir konu, sadece sağlık sektöründe çalışanlar için değil genel kültür mahiyeti ile okunmalı
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Oğuzhan Şahan
14.05.2024
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Sağlık sektöründe biri olarak çalıştıktan sonra etrafıma çok önerdim. Tarihi az çok fark etmeksizin bilen herkesle ortak yorumumuz bu "kadar olur mu?!" diye bir çok tepkiyle şaşırarak aramızda konuştuk. gayet güzel bir kitaptı kendine yeni bir pencere katmak isteyenlerin bir seceneği olabilir
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Batuhan Karakaya
10.05.2024
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Biraz feminist bakış açısıyla yazılmış, tarihsel olarak çok da haklı oldukları bir eser. neyse ki artık kadınlar özellikle sağlık olmak üzere her alandalar. Ben mesleğim olması nedeni ile çok beğendim. Tavsiye ederim.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
meseller
09.04.2024
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Cadılar, Ebeler ve Hemşireler, feminist tarihçi Barbara Ehrenreich ve yazar Deirdre English'in birlikte kaleme aldığı bir kitaptır. Kitap, kadınların tarihteki rolüne ve sağlık hizmetleri alanındaki etkilerine odaklanmaktadır.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
rkyk
26.02.2024
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
eski zamanlardan günümüze kadar toplumun ebelere bakış açısını eleştirel haklı şekilde ele alan bir kitaptı. sağlık alanında çalışan bayanlara karşı oluşan ön yargı olumsuz düşüncelerin alt yapısını açıklayan bir kitaptı.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Cem mutlu
22.12.2023
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
tıp tarihine ilgim yoktu ama bu kitap bana tıp tarihine karşı merak oluşturdu.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
ozgets
10.10.2023
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
benzer konularda bırkac dızı ızlemıstım ama bu sefer okumak ıstedım tarzı sevenler ıcın keyıflıydı
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Aydın Bayık
06.10.2023
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Bir eksikliği tamamlamak için iyi bir eser
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Caner Övet
08.09.2023
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Yazarların tamamen feminist duygularla harmanlayarak yazdığı bir kitap. Geçmişten izlekleri aktarırken günümüz değer yargılarıyla adeta suçluyor. Öte yandan hemşirelik mesleğini ısrarla ötekileştirilmiş gibi aktarıyor. Cinsiyetlerin doğasından ileri gelen yetenekler inkâr edilemez. Kadınlar doktor olabilir ve olmalı da bunda bir yanlışlık yok. Ancak hemşirelik, bakım zanaati gereği kadın doğasına daha uygun ve başarılı bir meslek. Şifacıların doktor+hemşire misyonunun zaman içerisinde terk edilmesi tarihsel bir gelişimken yazarlar bunu vahim bir olay gibi ele almış. Tarihi bilgileri güzel ancak tahliller çok isabetsiz ve aşırı subjektif. Yine de okumaya değer.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (3)
Hayır (18)
Bu Yorumu Yanıtla
Onur Biçer
12.08.2023
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Pinhan özellikle bu konuyla ilgili güzel çalışmalar yayımlıyor. Merakla okuyacağım.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Aslı Şefaat
31.07.2023
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Tıp alanından kadının uzaklaştırılışına dair güzel bir yapıt.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Gülşah Duru
08.03.2023
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
Ceren Sungur'un elinin değdiği her kitabı okumaya çalışıyorum, kesinlikle herkese tavsiye ederim. Bizlere çok değerli kitaplar kazandırıyor.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (15)
Hayır (2)
Bu Yorumu Yanıtla
SEVDAĞ
03.01.2024
Özellikle ataerkinin kadın bedeni üzerindeki iktidarı, bugün kadınların yaşam tarzı ve giyiminden tutun da kürtaj engellemelerine, çocuk yaşta evliliklerin devam ettirilmesine kadar çeşitli şekillerde hayatlarımıza temas ediyor.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla