E-Dergi

Üzerinde çok tartışılan ve pek çok ülkede gündemde kalan bir kitap. 1996 yılında sinema filmi çekildi, 2011 yılında ise Türkiye'de Suskunlar adlı diziye senaryo kaynağı oldu. Anlatılanlar, kan kardeşliğinden de öte bir arkadaşlığın gerçek hikayesi." John, Tommy, Michael ve Shakes'in macera dolu yaşamı New York'un bir bölgesi olan Cehennem Mutfağı'nda başlıyor. Bunu; ıslahevi günleri, oradan kurtuluşları ve yıllar sonrası takip ediyor.
Gerçek bir hikaye olması nedeniyle oldukça etkileyici. Yalın bir dili var. Başta karakterleri oturtmakta biraz zorlansanız da sonrasında gayet akıcı bir kitap. Remzi Kitabevi'nden yayımlanan "Kardeş Gibiydiler", kitabın farklı bir çevirisi, çeviriler birbirine yakın. Filmini izlemeden önce kitabı okumanızı tavsiye ederim.

Kitaba çok yüksek bir beklentiyle başladım ve gerçekten sürükleyici bir kurgusu var. Günlerce çektiği uykusuzluktan sonra bir kanepede uyuyakalan Graham, iki asır sonra Dünyanın Efendisi olarak uyanır. "Efendi" olmasına ragmen güvenebileceği hatta tanıdığı hiç kimse kalmamıştır. Betimlemeler çok iyi, iki asır arasındaki farkı yaşıyorsunuz sanki. Fakat kitabın sonlarına doğru tuhaf bir yavaşlık hissettim hatta kitabı çok sürede bitirdim. Kİtabın sonunu gayet basit ve etkisiz buldum. Yine de okunmaya değer buluyorum.

kupanın içi çelik, dışı ise çelik üzerine metalik boya. Okumalarınızda size eşlik edecek kullanışlı bir kupa. İçeceğinizi oldukça sıcak tutuyor. Tavsiye ederim.

Kitap, kapağı ve konusuyla oldukça dikkat çekici. Rüyalarla yolculuğa ilgi duyduğum için bu kitabı aldım. Öncelikle; böyle bir kitap yazmak için elbette ki güçlü hayal gücü gerekir, yazarı tebrik ediyorum.Fakat kitapta kullanılan üslubu çok basit buldum. Sanki sıradan bir masal kitabı okuyormuş hissi yarattı bende ve bazı cümlelerdeki gereksiz ayrıntılar, yersiz devrik cümleler beni yordu. esin.kapucu'ya da katılıyorum, Türk bir yazarın kitabını okurken her şey tanıdık ve bizden olsun istiyorum, yabancı karakterler ve mekanlar çok ilgimi çekmedi. Kitaptaki 8 karakterin hayatına -bir nevi özgeçmiş diyebiliriz- ayrı ayrı değinilmiş. Bence bu kitabı çok yavaşlatmış, asıl olaylara nerdeyse son 100 sayfada ulaşabiliyoruz. Bilimkurgu açısından değinecek olursam kitap bana Avatarı, rüya geçişlerinde yanında refakatçi götürülmesiyle de Açlık Oyunları'nı anımsattı. Açıkçası çok orijinal bulmadım. Ama her kitabın kazandırdığı bir şeyler vardır bu yüzden okumanızı tavsiye ederim.

Yine Türk filmi tadında bir ORHAN KEMAL klasiği. Bir bar kadınının baba sevgisi ve sıcak yuva hasretiyle dolu saf ve masum kızı Nuran'ın hikayesi. Kitap bir cinayet haberiyle başlıyor ve bu cinayeti anlamlandırmak için geçmişe yolculuk yapılıyor. Bir nevi sonucu bilinen bir kitap okuyorsunuz fakat olaylar nasıl kurgulanıp o sonucu oluşturuyor merak içinde kalıyorsunuz. Eğer yeni kelimelere de meraklı biriyseniz ORHAN KEMAL in kullandığı yöresel ve eski Türkçe kelimeler dağarcığınızda yeni yer edinecekler.