E-Dergi

"Değil mi ki yaşam, bir yerde ölümle yani yoklukla sonuçlanıyor, öyleyse nedir bu didinip durma, bu yedim içtim, aldım verdim, benim senin kavgasının anlamı?" Böyle söylüyor, bu yapıtı dilimize kazandıran Vedat Günyol, "Albert Camus ve Yabancı'sı" başlıklı giriş yazısında. Kitabı, tam anlamı ile anlatan bir cümledir bu. Romanı, bu cümlenin yanıtını arayarak okumamalı. Çünkü Camus için yanıt belli. Bir yanıt aramak yerine, bireyin, topluma ve kendine yabancılaşma hali ve bunun birey üzerindeki psikolojik etkileri algılanmaya çalışılmalı. Yazarın dili yalın ve açık. Kolaylıkla anlaşılabilir. Betimlemeleri fiziksel ve psikolojik durumu anlayabilecek hatta hissedebilecek kadar yalın. Ödüllü olması beklentiyi arttırabilir ancak bu bilgiden bağımsız bir okuma gerekir.

Çok beğendim. Sürükleyici bir kitap. Kitabın sonuna odaklanmadan okumak gerek. Yazarın vermek istediği öğüt kitabın bütününe yayılmış. Kitabın konusunun doğal bir sonucu olarak yer, zaman ve olaylar iç içe geçmiş gibi görünebilir. Ayrıntılardan daha çok genele odaklanarak okumalısınız. Yazarın dili kolay anlaşılabilir. Kaderin sizi sürüklediği yol ve sizin seçimleriniz arasındaki ince denge ustalıkla dile getirilmiş. Geçmiş seçimlerinden pişmanlık duyanlar ve farklı gelecek umutları olan okuyucular için mutlaka tavsiye ederim.