E-Dergi

Anlatılamaz ki bu kitap.Okumamayı düşündüm aslında hemen kitabın kapağını kapatmayı,bitsin istedim..Sanki ben okumayınca bu vahşet sona erecek ya da hiç yaşanmayacaktı..Ama ne ben kitabın kapağını kapayabildim ne de böyle bir vahşet yok oldu..Umut ettim sadece Leyla'yla beraber bir gün biteceğini..
O kadar çok etkilendim ki..Tarifi imkansız..Buna neden olanlar insan olamaz dedim.
İnsanlık denilen kelimeyi bir kez daha sorguladım ve bazı yerlerde gerçekten olmadığına bu kitap ve bu olanlar sayesinde şahit oldum.Bir daha böyle bir dramın yaşanmaması tek temennim.

Polisiye bir roman olduğunu düşünmüştüm ama yanıldığımı anladım.İstanbul'un tarihi hakkında çok fazla bilgi içeriyor polisiyeden çok tarih yani...Ama okuyucuyu sıkmadan anlatılmış tüm olaylar..Ben bir kitap okuduktan sonra bana ne kattığına bakarım..Ne yazık ki bu kitaptan sonra yaşadığım(ız) Dünya'ya ne kadar boş baktığıma şaşırdım..Eminim de bu konuda yalnız değilim..
Neyse sonuç olarak ben polisiye tarafına bir şey diyemem eksikler olabilir tabii..
Ama bilgi edinmek aynı zamanda her gün önünden geçtiğimiz yerlere,kirlettiğimiz bu muhteşem şehre farklı bir penceren bakabilmek için zaman kaybetmeden okuyun derim..

Oldukça akıcı bir kitaptı.Bence okunulmalı.

Simyacıdan sonra yazar ne yaparsa yapsın beklentimiz yüksek olduğu için hayal kırıklığına uğramamak elde değil..Okunmamalı kesinlikle zaman kaybı gibi kesin bir ifade kullanmıyorum sürükleyici bir kitap aslında ama mutlaka okunmalı da diyebildiğim kitaplar arasında yer almıyor ne yazık ki..

Dalia Eşkenazi Yahudi bir kız,Beşir Hairi ise Arap bir çocuk.
Onlarınki ise kanlı,buhranlı bir savaşın ortasında adeta bataklıkta açan saf ve temiz bir çiçek gibi sımsıcak bir dostluk hikayesi.Ne savaşın içinde ne de savaşın dışında.Aslında tam da ortasında.
Aynı romana ismini vermiş olan LİMON AĞACI gibi...
Dünyada olup biten olaylara gözlerimizi kapayıp görmemiş,bilmiyormuş gibi yapmaktansa bu kitabı okuyun ve dünyamızın nereye doğru gittiğini görün,bu insanların feryatlarını birazcık da olsa duyup hissedin derim ben...