E-Dergi

Bu kadar içime oturan bir kitap daha var: Kürk Mantolu Madonna. Bu ikisi bitirdi beni. Ağlayarak okudum bu kitabı. Fesatlığın son noktasını gördük.

Lise son sınıfta okudum bu kitabı. Bir yorumcumuzun da dediği gibi Goethe öyle hassas öyle içten yazmış ki o karamsarlığı bile insanın ruhunu okşuyor. Lotte'nin gerçekte ne hissettiğini ben de sezemedim malesef. Goethe onu öyle sevmiş ki ne çocuklarından ne de eşinden ayırmayı düşünmedi. Düşünemedi. Giremedi Lotte'nin aklına, uzaktan acı çeke çeke bitirdi kendisini. Ne güzel bir aşktır bu.

Bu kitaptan sonra Kuyucaklı Yusuf'u okudum ve nedense basit göründü gözüme. İkisinde de aşk vardı evet ama bu kitabımızda daha bir üst boyuttaydı sanki ve iki kitabı da aynı kişinin yazmış olması şaşırtıcıydı. Sizi alnınızın orta yerinden vuracak bir kitap, oturduğunuz yerde kalacaksınız bitirdiğiniz anda. Uzun süre başka kitap okuyamadım bu kitaptan sonra, vasat göründüler gözüme. Okuyun siz de, tavsiye ederim.

Vaka örnekleri yetersiz gibi görünse de takıtının gerçekte ne demek olduğunu öğrenmek isteyenler için iyi bir başlangıç kitabı olduğunu düşünüyorum. Bu kadar uzun bir cümle kurduğum için beni affedin fakat eminim daha uzunları da kurulmuştur. :P Tedavi yöntemlerini bir kitapla öğrenemeyiz, sindiremeyiz zaten. Farklı farklı kaynaklar edinmeliyiz. Oğuz Tan kaleminden geldiğince bizi hastalık hakkında bilgilendirmeye çalışmış. Dediğim gibi iyi bir başlangıç kitabı olabilir. Alıp okumanızı tavsiye edenlerdenim.