İnsan kimi sever en çok? En çok ama? Bir benzerini mi yoksa onu en çok mutsuz edeni mi? En çok acıyı çektireni mi? Kendisini en uzak ufuklara götüreni mi yoksa tüm bunları beraberinde getireni mi?
Galiba yaşananlar hep birbirine benziyor..
Umarsızlıklar, hayal kırıklıkları, düşler, aşklar hep aynı. Sadece isimler farklı. Hayat bazen acımasızca aynı
Biliyor musun, sevmekle sahip olmayı hep birbirine karıştırdın sen. Ne kadar çok sahip çıkarsan o kadar sevilirsin sandın. Oysa ben özgür bırakılmak istiyordum. Birbirimizden bağımsız hayatlarımız olmalı diye düşünüyordum. Sen bunu yanlış anladın. Sürekli şüpheci bir tavır içinde olmak, böyle ölesiye kıskanmak... Ne oldu sonunda? Neye yaradı?
Seni sevmede hep kaçak davrandım galiba, sonra severim dedim belki. Bilmiyorum, sanki sen hep olacakmışsın gibi, bilemedim kaçak dövüşlerde usta, sevmede böylesine beceriksiz olunabileceğini. Çok güvendim galiba, çok inandım, hep yanımda kalırsın sandım; bir gittin, boşluğunu doldururken yerine koyduğum her sureti sen sandım.
"Nöbetçiler"
Tutun kuleleri, kilitleyin kapımdaki koca asma kilitleri, yakın ellerinizdeki feri sönmüş meşaleleri, ışığa çıkarın günlerimi. Sakın kaçmasın acılarım, onlar büyüdükçe onlara yenilerini doğuracağım.