Toplam yorum: 3.083.119
Bu ayki yorum: 2.800

E-Dergi

Erdinç Türkoğlu Tarafından Yapılan Yorumlar

06.03.2005

Uzun süren bir çalışma neticesinde oluşmuş bir ürün. Yıllardır dost! ve müttefik! ABD'ye ilk kez farklı bir açıdan bakan bir kitap. Aslında her Türk vatandaşı okumalı. Bunu abartısız söylüyorum herkes okumalı. Keşke zengin sinema yapım şirketlerimiz olsa ve bu kitabın filmini çekseler. O zaman dünyada yer yerinden oynar
02.02.2005

Hayal Kırıklığı........
Kitabı yaklaşık 2 hafta içerisinde okudum. Ucuz etin yahnisi gerçekten yavan oluyor. Kitapta da geçerliymiş demek. Alıntı gibi geliyor insana. Okurken sıkıldım. Hep bilinen şeyler. Bazen bakıyorum, bazı web sitelerinde günün sözü kısmı var. Çok sıradan insana hiçbir şey öğretmeyen yazılar görüyorum. Nereden buldularsa o yazıları. Yazarı da kayıp söz de. Bu kitapta öyle işte.
13.05.2004

Dokuzuncu Hariciye koğuşu. İlk önce 13 yaşında okudum bu kitabı. Çocukken geçirdiğim hastalıktan sonra ilk kez o zaman aklıma gelmişti o hastane. Karanlık koridorlar, beyaz çinko alet tepsileri ve bunların çıkardığı iç gıcıklayıcı sesler. Beyaz önlüklü bir ruh gibi dolaşan doktorlar, aciz yatan hastalar, alt katta sırada bekleyenler, çıkan yemekler, sessizlik... sessizli... sessizlik...
Şimdi 24 yaşındayım. Geçen ay bir yakınıma refakatçılık ettim devlet hastanesinde... dedeme...
Birkez daha aklıma geldi o kitap, o yıllar çocukluğum ve kitabı ilk okuduğum o yıllar. Değişen ne var... Bilmiyorum. Bilimin ilerlemesiyle ilerleyen hastalıklar... Aynı karanlık koridorlar... Aynı koku... Bu kitapta birşeyler var bilemiyorum.......
Ne Balzac'ın Eugeni Grande'sindeki basit kelime ve anlam hataları, ne Victor Hugo'nun Sefiller'indeki Hristiyan propagandaları... Belki bu yazıyı okuyanlar bana kendini ne sanıyorsun diyebilir. Ama bence Peyami Safa tasvirde hepsinin üstünde... ve yalınlıkta... ve anlatımda.
03.05.2004

Size katılıyorum. Cimriliğin doruk noktasında gezinen Mösyö Grande ile kızı ve bunların arasında kalan Madam Grandenin sakin ama aslında çok hızlı yaşam öyküsü... Çok güzel tasvirlerin yanısıra, kitapta eleştirlecek birçok yer de var. Bunlardan ilkinin Mösyö Grande'nin adının hiç yazılmaması. Bu kabullenilebilir ama kitabın 70 nci sayfasında Mösyö Grande'nin kekeme olduğunun anlaşılması bence bir hatadır. Çünkü Mösyö Grande başroldedir.