E-Dergi

Yazar köyden kente göçü nefis bir uslupla anlatmış ve bir solukta okunabilecek bir eser ortaya çıkmış. Kesinlikle tavsiye ederim.

Genel olarak kitap kurgusu cok kotu. 237 sayfalik bir kitabin 100 sayfasinda Hashasiler'den bahsedilmis. Bu durumda beklenen Tapinak Sovalyeleri ile Hashasiler arasinda cok onemli iliski oldugudur. Ancak yazar sadece Tapinak Sovalyeleri'nin Hashasilerin orgutlenme biciminden esinlendigi bilgisini de eklemis. Sadece bunu soylemek icin alakasiz bir gruptan 100 sayfa boyunca bahsetmenin nasil bir kurgu mantigi vardir acaba?
Ayrica, s.139'da yer alan ifade'de "Druidler'in dusmanlarinin nerede olduklarini televizyon seyreder gibi gordukleri" gibi iddialarin halk arasinda 1099 yillarinda dolasmasi gercekten ilginc. O donemde sanki televizyon icat edilmis ve halk arasinda yaygin olarak kullaniliyormus gibi bir anlam ortaya cikar. Bu tip anlatimlara daha dikkat edilmesi gerekiyor.
Kitabin 148. ve 164. sayfalari arasinda baska bir kaynaktan uzunca bir alintilama yapilmis ki bu kadar uzun alinti yapmak 237 sayfalik bir kitap icin pek hos olmamis. Bu konuda bir uyarida yayinevine sayalar heralde copy paste yapildiginda 148. ve 156. sayfalardan tekrar yazilmis.
Son olarak okunmasi zevksiz ve bilgi anlaminda cok fazla birsey katmayan bir kitap cikmis ortaya. Kimseye tavsiye etmiyorum...

Türkiye'nin günümüz dış politikası hakkında aydınlatıc olduğu kadarı, dili de akıcı ve kolay anlaşılır bir kitap. Konuya ilgili duyanlar için bir başucu kitabı niteliğinde.

Kitap vaadettigi kadar bilgilendirici olmayip içerdiği bilgiler, internetten toplanmis gibi duruyor. Kendi icerisinde celiskiler oldugu gibi yazar, belli noktalari surekli tekrar hatasına düşmüş. Bunlara ek olarak kitap Dünyayı Yöneten Gizli Örgütler gibi iddiali bir başlıkla girmiş 208 sayfanın son kısmını sadece Türkiye ye ayırmış.

Bu kitap kimi ne için bilgilendirmeye çalışıyor anlamak mümkün değil! Sabetayistler bu ülkede şimdiye kadar barış içinde yaşamış, içlerinden ülke için yararlı çalışmalar yapanlar olduğu zararlı çalışmlar yapanlar da olmuş. Soner Yalçın bazı cümlelerin de sonunu eksik bırakarak, okuyucunun zihnini bulandırmaktan başka bir şey yapmamış.