E-Dergi

Oyunları kitap olarak okumaktan zevk alacağımı tahmin etmezdim Nazım Hikmet'in Kafatası eserini okuyana kadar.

İhsan Oktay Anar'ın Yedinci Gün'de kullandığı dil ve üslup o kadar etkileyici ki, uzun uzun anlattığı ve okumaktan ara ara yılınabilinecek durumlarda dahi, olayların nasıl bir sonuca bağlanacağı merakı içinde okumaya devam ediyorsunuz.Kitabın sonunda öyle bir şok etkisi yaratıyor ki kitap, hızlıca geçilen ya da anlaşılmayan bölümleri fark edip, kitabı bir kere daha sindire sindire okuma istediği duyuyor insan.Bu kitap ikince okuyuşta gerçek amacına ulaşıyor bence.

Distopyanın harika bir örneği olan 'BİZ'de, bireysellikleri köreltilmiş insanlar tek devlet bilinci altında yaşıyorlar. Tekil bilincin olmadığı toplumda insanlar numaralarla isimlendirilmiş durumda ve gizliliğe gerek duymadan tamamen şeffaf bir biçimde yaşamlarını sürdüyorlar.Ancak bir gün kitabın ana karakteri olan D-503 ruhunu keşfederek, biz olma bilincinden çıkarak ben olmaya başlayacak ve kendini çatışmanın ortasında bulacaktır.

anlatımı, dili, sadeliği bu kadar mı güzel olur dedirten bir kitap. hem de Osmanlı anlatılırken.Tarihi karakterleri sıkıcı bulmadan akılda kalıcı bir biçimde öğrenmek isteyenler için de tavsiye ederim bu kitabı ve İskender Pala'nın diğer kitaplarını.

öncelikle çok gerçek, çok hayatın içinden bir kitap..günlük konuşmalar, günlük yaşayış değil içinde bulacağınız ama hepimizin yaptığı yapabileceği hatalar, anlar, kayboluşlar, buluşlar..kısacası hayatın giriş gelişme ve sonucu gibi bu kitap.