E-Dergi

aşk ile kendinden geçen bir eser. iskender pala öykü tekniğini kullanarak duyguların doruğuna varmaya çalışmış. hikayeler güzel ama kitap bittiğinde "aşk"a boğulmuş gibi hissettim kendimi tabiri caizse.

fakat edebiyat, aşk demektir zaten.

itinayla kaleme alınmış en nadide yusuf u züleyha hikayelerinden biri.

nazan bekiroğlu kalemini öyle güzel dile getirmiş ki, aşkın ne olduğunu yaşamadan da anlayabilecek kadar uçuruyor insanı.

kısalığına inat, hikayeye uzun ve de tatlı bir dalış yapabileceğiniz bir kitap.

bir solukta okudum. sürükleyici bir eser. ama bişeyler eksik bu kitapta.

kurtuluş savaşı "iman dolu göğüs"lerle ve vuruşmaya çıkmadan önce alnı secdeye varıp elleri göğe yükselen kahraman askerlerle kazanılmış. ve öylesine bir safiyet masumiyet ile.. fakat yorgun savaşçıda bunu göremedim ve üzüldüm. bir ülkeyi kurtarmak bu kadar yavan mıydı acaba? halk bu kadar pasifleşebilen bir halk mıydı? soruların cevapları belli aslında tarihe derinlemesine bir bakış atarsak.

üzerinde, daha doğrusu eksikleriyle doğru ve yanlışlarıyla uzun bir tartışma yapılabilecek bir eser. böylesine yazabilmek de bir kabiliyet tabi. ama keşke bazı şeyler unutulmasa yada gözardı edilmese..