E-Dergi

Thomas Mann’ın bu harikulade eseri 25 yaşında kaleme alması, inanılır gibi değil. Roman, Buddenbrook ailesinden yola çıkarak 19. Yüzyıl Alman toplumunun yaşayışı, burjuva değerleri ve gelenekleri hakkında bütünlüklü bir portre sunuyor okura. Turgenyev’in kuşak çatışması( babalar ve oğullar) yerine Mann’ın romanında nesillerin birbirlerinin bütünlüklü bir devamı olduğunu görüyoruz. Su gibi akan bir edebiyat şöleni bekliyor okurları. Yaklaşık bir asır sonra İstanbul’da doğan bir başka büyük yazar, gençlik yıllarında Mann’ın Buddenbrook romanından çok etkilendiğini ve ilk romanının bu romandan izler taşıdığını itiraf etmekten çekinmeden, bu sefer Cevdet Bey’in ailesinden yola çıkarak Osmanlı’dan günümüz Türkiye’sine burjuvanın geçirdiği süreçleri anlatıyor okura. Thomas Mann belki edebiyat tarihinde ki en büyük yazar değil ama 20. Yüzyıl Alman Edebiyatı'nın çıkardığı ve dünya edebiyatına hediye ettiği tartışmasız en büyük yazar. Bence Buddenbrooklar’da Mann’ın en büyük romanı!

Marguez'in okuduğum ilk kitabıydı.Ne yazık ki bir daha bu kadar derinlikli ve akıcı bir kitap okuyamadım.Hem birbirini takip eden bir kaç neslin süregiden öyküsünü takip ediyor hemde aralarında ki kuşak çatışmalarını gözlemliyorsunuz.Turganyev'in Babalar ve Oğullar adlı eserinin daha derinlikli ve modern hali yüzyıllık yalnızlık.Kuşak çatışmalarının derinliklerine indiğinizde tüm kuşakların yaşamının birbirinin tekrarı olduğunu fark ediyorsunuz.Yüzyıllık Yalnızlık insanoğlununda süregiden binlerce yıllık yalnızlığınında öyküsü aslında.