Toplam yorum: 3.085.015
Bu ayki yorum: 4.700

E-Dergi

PROFDR Tarafından Yapılan Yorumlar

19.03.2008

edebi sanatlarimizi anlamak icin tarama ve inceleme yetenegine sahip olma ön sartini herkesten bekleyemeyiz. Isa Hocamizin bize bu bakimdan yol gösterici olmasi bilhassa edebiyat asiklarini yönelmesi bakimindan takdire sayandir. edebiyati bu temel olmadan tanimak veya tanitmaya calismak da beyhudesilatli ve bir o kadar da lezzetlidir. olacaktir. eser Ismail Yakit hocanin calismasi gibi taf
15.01.2005

Divan edebiyatı kelime kadrosunun zamana uygun olmayışı veya zamandan uzaklaşması sebebiyle mahdut/sınırlı bir alanda hayatını yaşamayı sürdürdü. sürdürdü diyorum çünkü heniz kapağı aralanmamaış birçok hazine sandığı harita üzerindeki noktalarını tesbiti bekliyor. arkeolojik bilgileri tozlu raflar arasında kitaplar için kullanan Pala üstad bize çok önemli bir mesaj vermiştir. o da divan şiiri hala ibret-amiz ve hatta ibret-efşandır olduğunun ayırdına varmak esasına dayanıyor. su kasidesi gibi bir Zeus figürünü es geçmezdi arkeolog; es geçemezdi Babilde Ölüm İatanbul'da Aşk romanı müellifi roman kahramanının kasidesini. caizesiz, hicviyesiz; sadece ona yazıldı bu kaside. peygamber efendimizi anasır-ı erbaaanın en halisiyle anlattı. berraklık ve temizleicilik mihek oldu şaire. anlattı ama fi tarihte. anlattı ama anlamadığımız bir dilde. anlatı ama anlatmakta zorlanıyoruz. Pala üstad bunda da yardımcı oluyor meraklısına. Abideyi alıp tapınağın önüne dikiyor adamakıllı. zaten Leyla ile Mecnun hayranı bir aşıktan hakkı teslim dışında ne beklenir. Var olsun, nur olsun. Ellerine sağlık....
22.07.2004

dünyanın en lirik şairi olmayı şairlik lafzının ifade ettiği her "şey"le hak eden Fuzulinin fazlı üzerine yazılmış eser. babilin atmosferini solurken herkesi cezbeden kitaplar dünyasının cezbesi hummaya dönüşüveriyor. fuzulinin peşinde koşuyorsunuz saatlerce. e, hoş bir duygu bir kitap bitimliği de olsa şair olmak, olamıyorsan şaire yoldaşlık. gökkubbe altında söylenmedik sö kalmamıştır, üzerine şüpheye düşüyorsunuz. gökubbeyi yerin altından maada gördüğümüz için olsa gerek bu. saklanan dünyanın, karanlık kalanın kelimelerle hasbıhali daha tesili oluyor. zira ancak bir süre sonra çıkıyor gün ışığına, belki de hiç çıkmıyor. gömülüp kalıyor bir eski yazma gibi. babail cemiyetinin varlığı ile yokluğunu düşünmüyoruz bunun için. babiller ve cemiyetleri hep vardı. hatta üye olmaklığımızın bile farkına varamayabiliriz.
M.Akif DUMAN
07.07.2004

Fantastik olarak meydana getirilen kurgunun temelini, tiyatro metaforu oluşturuyor. peki ne demek bu? tiyatronun gerçekçiliğine dayanarak oluşturulan çevre aynı zaman da çok genel geçer bir kurala farklı açıdan bakmayı sağlıyor. "aslında dünya da bir tiyatro kurgusundan başka bir şey değildir." zamanın kullanımında "benim adım kırmızı" ile ortaklık taşıyan sonranın şimdi içinde verilmesi konuşturulan eşyalardaki İbn-i Rüşd felsefesine de atıf niteliğinde.
kar okunurken mevsimden ziyade zamanı çağrıştırıyor aslında.
Mehmet Akif DUMAN