E-Dergi

Süper. Kesinlikle tavsiye ediyorum. Her bireyin sağlıklı yaşam adına bilmesi gerekenleri sıkmadan, detayda boğmadan, konu hakkında alt yapısı olmayanların bile rahatlıkla anlayacağı bir üslupla anlatmış yazar. Vücudumuzda bi haber olduğumuz küçük canlıları anlatıyor kitap. Dil gayet sade ve kitap çok akıcı. Sayfaların nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz.

Serinin her iki kitabı da son derece akıcı, okuyucuyu sıkmıyor ve insanda merak uyandırıyor. Kitabı okurken aynı zamanda sinir bilimi hakkında bilimsel bilgilere sıklıkla yer verilmiş. Yazar gerçek hayatta da uzman olduğu alanda ki bu bilgileri olay akışı içinde okuyucuyu sıkmadan ve merak uyandırarak vermiş. Bu bilgilerin okuyucuya sunuluş şeklini son derece başarılı buldum. Ayrıca yazar alıntı yaptığı bilgilerin kaynaklarını kaynakçada paylaşmış. Bu anlamda da kitap emek kokuyor.
Kitabın edebi yönünü ise bir o kadar başarısız buldum. Yazar kitaptaki her olayı tasvir etme yoluna gitmiş ve sıklıkla benzetmelerden yararlanmış. İşte bu noktada yazarı başarısız buluyorum. Tasvirler ve benzetmeler bazen komik bazen de sıkıcı bir hal alabiliyor. Yer yer yazarın kitabı yazmak için yazdığını düşünmedim değil.
Özetle yazar; “Ben edebiyatçı değil bilim insanıyım” diyor.
Tavsiye ederim. Üçüncü kitap Dura Mater çıkınca alıp okuyacağım.

Tek kelime ile harika. Keşke Adem Güneş'in okuduğum diğer kitaplarından önce bu kitap okusaydım. kitapta, çocuk eğitimindeki kritik konulardan birçoğu özet olarak anlatılmış. kitap son derece Akıcı ve dili sade. tüm konular sıkmadan ve ebeveyn de merak uyandırarak güzelce anlatılmış. Şahsi fikrim; eğer Adem Güneş ile pedagojiye başlayacak iseniz okumanız gereken bir kitaptır

komünizm ve kapitalizmi ancak bu kadar basit anlatılabilir. kısa, öz ve süper bi anlatım olmuş. yalnız kitabın son bölümleri biraz karmaşık ve sıkıcı. Kitabın kimi yerlerinde ki noktalama hataları gözümden kaçmadı değil. Tavsiye ediyorum.

Ekseriyetle yapılan '' kitabın sonlara doğru sıkıcı bir hal aldığı '' yorumuna kesinlikle katılmıyorum derken, bir anda kitap can sıkmaya başladı. İlgi çekici serüven ve bilgilerle başlayan bu kitabın bu denli boğucu anlatımla sonlandırılması hayal kırıklığına uğrattı. Son 70 sayfaya tahammül edemeyince bir çırpıda final bölümüne atladım ve kitabı noktaladım.
Nedense hep dini bütün bir kişilik olarak aklımda yer etmiş olan ömer hayyam in kendini şarap ve kadına kaptırmasina pek bi şaşırdım. Melikşah'ın şarap zıyafetlerini de pek gerçekçi bulmadım. Hele yazarın Türklere(Selçuklular) karşı ortaya koyduğu olumsuz yargılar ise canımı sıkmadı değil.
Ömer Hayyam ve Hasan Sabbah'ın ilginç hayatlarını içeren bu kitabı okumayı tavsiye ediyorum (her ne kadar yorumum olumsuz ifadeler içersede). Ancak yazılı olanların mutlaka başka kaynaklardan teyit edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Kitabın son 70 sayfasında iran ile ilgili kitaptan soğutucu derecede detaylı bilgiler mevcut.