E-Dergi

Kurabiyeleri yiyen, terlikleri ve hatta kitapları kemiren de kim? Evde garip olaylar oluyor. Bunu çözmek tam dedektif Can a göre.
Oğlumun ismi Can olduğu için aldım. Kitap da resimleri de oldukça büyük ve renkler çizimler dikkat çekici yani en azından 1,5 yaşındaki oğlum beğendi. kitaplığından gidip kendi alıp okumamı istiyor. 24 sayfa, ilk başlarda çok sıkılıyordu, daha sonra ortadan bi kaç sayfa atlamaya başladım ve kısalınca bitirene kadar dikkatle dinlemeye başladı.

Serinin bizde ki ilk kitabı Yavuz'un Yarış Arabası, hediye olarak gelmişti. Oğlum çok sevdi ve şu an motorlara hayran olduğu için bunu ve birde Murat'in Uçağını aldım. Her gün okuduğumuz kitaplardan. Oldukça kalın, minik parmakların acması kolay. Resimler de oldukça canlı. Hikayesi biraz daha yaratıcı olabilirmiş. Ben pikniğe tatile alışverişe vb gibi ekleyip sonunu biraz değiştiriyorum. Severek okuyoruz.

Kitaba bayılıyorum, oglumun da favorilerinden. Çizimler çok güzel, özellike minik tavşan karakterinin her resim de yapılan aktivitelere dahil olması çok yaratıcı. Gün içinde babayla yapılanları anlatıyor. Ingilizceden çeviri olduğu için çok kafiyeli olmuyor sanırım bazı yerlerini değiştirerek okuyorum. Annemi neden çok seviyorum da var bizde. Daha 3 aylıktı aldığımda, doğal olarak anne baba kavramını anlamaya başlayınca çok aktif dinler oldu. Baba kitabının olay seyrini ve yazılarını daha çok beğeniyorum. Bence kesinlikle bebek kitaplığınızda bulunmalı.

Örneklerle bebeklerin dönem dönem yaşadığı değişim ve gelişımi anlatan kitabın en beğendiğim yönü yeni edinilen ve öğrenilen davranışların liste şeklinde sıralanması böylece sizde kolayca bebeğinizde gördüğünüzde not alabiliyorsunuz. Bir de az da olsa oyun önerileri olması da oldukça iyi.

Nazım Hikmen candır. Mezarına gidip şu mısraları
Seni düşünmek güzel şey, ümitli şey,
Dünyanın en güzel sesinden
En güzel şarkıyı dinlemek gibi birşey...
Fakat artık ümit yetmiyor bana,
Ben artık şarkı dinlemek değil,
Şarkı söylemek istiyorum.
diye fısıldayıp
Onur Akının da o güzel sesinden dinlediğimiz ,
Seviyorum seni
ekmeği tuza banıp yer gibi
Geceleyin ateşler içinde uyanarak
ağzımı dayayıp musluğa su içer gibi
Ağır posta paketini
neyin nesi belirsiz
telaşlı, sevinçli, kuşkulu açar gibi
Seviyorum seni
denizi ilk defa uçakla geçer gibi
İstanbul’da yumuşacık kararırken ortalık
içimde kımıldayan birşeyler gibi
Seviyorum seni
Yaşıyoruz çok şükür der gibi.
şarkısını da bağıra bağıra söyledim ya. Var mı benden mutlusu...
Okumaya doyamadığım şiirlerini hiç okumamışlara aşk olsun...