Toplam yorum: 3.081.289
Bu ayki yorum: 967

E-Dergi

Muaz Ergü Tarafından Yapılan Yorumlar

17.09.2021

Metropol Mücahidi Mustafa Everdi’nin Kılçıklı Hikâyelerden sonra ikinci kitabı. İkinci hibrit, interaktif öykü kitabı. Adından da anlaşılacağı gibi ironinin, mizahın, yer yer kara mizahın sayfalarda raks ettiği hikâyeler toplamı. Mustafa Everdi’nin cesur bir üslubu ve kalemi var. Mizahın eşliğinde toplumu, değerleri ve kendini eleştirebilen biri. Bu yönü muhafazakâr edebiyat dünyasında olumsuz yargılara sebep olsa da biz zihniyet değişimi açısından gerekli. Everdi, sağcılığın edebiyata sinen hidayete davet etme, cennet bekçiliği ya da cehennem zebaniliği rolüne soyunma, haddinden fazla ciddiyet gibi saçmalıklarını darmadağın eden bir anlayışla yazıyor. Bir hınzırlık, bir muzırlık diyebiliriz…

http://www.dibace.net/kitaplik/dijital-edebiyatin-metropol-mucahidi/
17.09.2021

Her güzel ve iyi şeyin bitebileceği gerçeğinden hareketle Müslüman İspanya’nın bitimi de gerçekleşiyor. Müslümanlar burada ne kadar parlak ve göz alıcı medeniyet kurmuşlarsa yıkılışları da o kadar trajik ve buruk bir şekilde gerçekleşiyor. Matthew Carr “Kan ve İman & İslami İspanya’nın Tasfiyesi 1492-1614” adlı kitabında bu yıkımın, yok oluşun izini sürüyor. Kanın, intikamın, ırkçılığın inancı nasıl yok ettiğini en acı şekilde okuyucuya aktarıyor. Fethettikleri topraklarda dinlerini değiştirmeye zorlanan bu da yetmezmiş gibi zorunlu göçe tabi tutulan Müslümanların hazin hikâyesi… Roman tadında bir üslupla anlatıyor yazar, sıkmayan bir tarz. Ama olayların vahameti karşısında sıkılmamak elde değil. Çok fazla yapılmayan şeyi de yapıyor yazar burada. Olayları objektif bir bakışla ele alıyor. Kitapta edebi metinler, şiirler, ağıtlar kullanılıyor.
http://www.dibace.net/kitaplik/islamin-ispanyadan-tasfiyesi/
17.09.2021

Yakın zamanlara kadar özgünlüğünü koruyan Sahhaflar Çarşısı’nda bugün sahhaflardan eser yok. Gerçi o muhitte kültürden de eser yok. Oralar Kapalıçarşı’dan yükselen maddeci kaosa ve hırsa yenilmiş gözüküyor. Tarihin ve medeniyetin izleriyle dolu olan Beyazıt ve Sultanahmet arasında döner ve yemek kokusundan geçilmiyor. Acayip bir telaşla insanlar bir oraya bir buraya savruluyor. Medeniyeti oluşturan sükûnet, sakinlik yok. Aksine hız… Kanaatkârlık ve tevazuun aksine daha çok kazanma daha çok kibir…

İstanbul Beyazıt’ta zamanında gerçekten güzelliklerin yaşandığını, iyi insanların da olduğunu gösteren ‘Sahhaf Raif Yelkenci’ çalışması dolayısıyla Ahmet Güner Sayar’a teşekkür etmek gerekir. Kitabı okuyucuyla buluşturan Ötüken Neşriyat’a da… Kitaba konu olan bütün geçmiş canlara rahmet diliyoruz.

http://www.dibace.net/kitaplik/sahhaflarin-piri-raif-yelkenci/
17.09.2021

“Amerika & İnceleme-Gözlem-Yorum” Dinç Yaylalıer’in kitabı. İşte bu zıtlıkların, çelişkilerin yaşandığı Amerika’yı anlatıyor. Sadece anlatmıyor, çözümlüyor, tartışıyor, tartıştırıyor… Yüksek lisans ve doktora eğitimi için Amerika’ya giden Yaylalıer’in iki ayrı yüksek lisans ve bir doktora derecesi bulunuyor. Bu dereceler: 1984 yılında Southern Methodist Üniversitesi’nde Master of Liberal Arts ve 1987 yılında Purdue Üniversitesi’nden İkinci master. 1997 yılında Utah Üniversitesi’nde Tarih alanında doktora… Amerika’ya eğitim dışında da sürekli gidip gelmiş; Orada yaşayan bir çok insanla yakın dostluklar kurmuş ve ülkenin çeşitli yerlerinde kalarak Amerika’yı farklı açılardan görme, değerlendirme fırsatını bulmuş. Amerika’da profesörlerden, yaşam koçlarından, göçmenlerden, Mormonlar’dan her kesimden insanla diyalog kurmuş.
06.05.2015

“Benim Meselem” İsmail Kılıçarslan’ın geçtiğimiz ay yayınlanan kitabı. Kitabın adının benim meselem olması kimseyi yanıltmasın. Kılıçarslan, hepimizin meselesinden ve hepimizi ilgilendirmesi gereken meselelerden bahsediyor. Dört bir yanımızı saran sıkıntılardan, ümmetin içine düştüğü dipsiz karanlıktan, dizüstü kapaklandığımız büyük düşüşten… Onu okurken Müslümanların makûs talihini de okuyoruz aynı zamanda. Sivri, keskin, tavizsiz bir dili var İsmail Kılıçarslan’ın.