E-Dergi

bu kitap "Aşkın Gözyaşları / Tebrizli Şems (Sinan Yağmur ) " ın birebir kopyasıdır. aynı kitap, farklı yayınevlerince, farklı kapak ve farklı isimlerle yayınlanıyor.. ben ilk kitabı okumadığım için, ve açıkçası bireaz da cahilliğimden bunu ŞEMSi Tebrizi yazdı sanmıştım.. şaşırmıştım Şems yazdıysa alırım dedim. ama bunu okumadan önce Aşkın Gözyaşları elime geçti, önce onu okudum. açıkçası çok çok vasattı.. sonra da hevesle Bab-ı Aşk a başlayınca hüsrana uğradım. yazık! sayın Sinan Yağmur için üzüldüm doğrusu. şimdi de Aşkın Gözyaşları nın van depremi baskısı çıkmış..

Geçen ay okuduğum bu güzel kitabın bende bıraktığı tadı kısaca tarif edeceğim.

Kays'dan Mecnun olma haline;
Mecnun'dan Leyla'nın hayaline;
Leyla'dan Şair'in eline;
Şairden satırlara;
Satırlardan sayfalara;

Sayfalardan bize doğru ilmek ilmek,
İpekten örülmüş köprüdür adeta!

Bu derece bir ustalık "aşk" ister!

İpek köprüden geçmek öyle kolay değil elbette,

Sorarlar size bu yolda hep;
Aşk nedir, o ne ister acep?

Bariz şekilde popüler konular ve bilgiler döşenerek kotarılmış bir roman. Adeta holivud piyasasının kitaplaşmış hali. Bütün bunlar bir yana: hikaye içinde yer alan eşyaların markalar ile verilmesi çok iticiydi. (aklımda kalanlar : sigara, koltuk, ..)

Biraz popüler bilim, biraz senaryo tekniği, biraz askeri bilgi vs ile bu tarz bir roman yazmak hiç de zor olmasa gerek.

Çoğu popüler kitaptan Tabii ki edebi bir zevk beklemek boş.

Evet, akıcı ve heyecanlıydı. Evet okurlara ucundan da olsa bazı bilim kırıntıları verdi. :) Yerden yere vurmaya niyetim yok.

Ama, bütün öykünün önünde, aklımda kalan o birkaç reklam hiç hoş tat bırakmadı.

Onlar olmasa bu kadar tanınıp, bu kadar baskı yapar mıydı bilmiyorum.

Kesinlikle okunması gereken ve başvuru kaynağı olarak saklanacak bir kitap. Özellikle Osmanlı nın neden ve ne zamandan sonra çözülmeye başladığına dair daha önce rastlamadığım bilgiler veriyor. Oldukça fazla bir emek harcandığı ve samimi duygularla yazıldığı belli.

Yeni bir kitap olduğu için, milattan önceki dönemlere ait keşfedilen bazı güncel bilgilerin eksikliği dikkatimi çekti.

Yayınevinin imla hatası konusunda özen göstermesi gerek.

Böylesi büyük bir kitapta hiç resim, çizim, harita olmaması çok önemli bir eksik.

Mustafa Kemal Atatürk'ten neredeyse hiç bahsedilmemiş.. 800 sayfada sanırım 3 veya 4 defa adı geçmiştir. Sadece ve sadece Atatürk'ün son yıllarındaki Tarihe ve Türkçe'ye verdiği yüksek önceliğin hatrına bile birkaç sayfa yazı çıkardı....

Tabii ki çok geniş bir tarih aralığından bahsediliyor ama, ilmi, askeri, siyasi ve daha birçok alanda bir deha olan Atatürk'ün başarı ve hedeflerine dair yazılacak elbette çok şey var...

Eksiklerine rağmen, sonuçta herkeesin okuması gereken bir kitap.

Evrim hakkında bir çok kitap okudum. Savunanları da karşı gelenleri de. Kör saatçi bu konuyu araştıranlar için okunması şart olan kitaplardan biri.

Kişisel yorumum. Bu kitapta Richard Dawkins bilgisayarlar ile tanışıp, bilgisayarın olanaklarını kullanırken, biraz fazla heyecanla yazmış.

Yıl 1988 falan olmalı.. 64 kb lık pc den bahsediyor çünkü. Ve bilgisayarın evrim konusuna katkısını fazla abartmış. Üstelik yazdığı programları kendi yorumluyor, yönlendiriyordu.

Peki Doğada kim oldu bu yön veren, seçen?

Neden sadece insan düşünebiliyor, bir şeyler icad ediyor?