E-Dergi

Kanuni dönemi hem siyeset ve devlet yönetimi açısından zirve yapmış, hem de entrikalarla. Aslında bütün olanların üzerinde titizlikle durulmalı, değerlendirilmeli ve dersler çıkarılmalı. Mesela, Şehzade Mustafa'nın pisi pisine öldürülmesine üzülmedim desem yalan olur. Yazılanlara göre müthiş bir deha ve devlet adamı Hürrem'in hırsına kurban gitmiş. Kanuni dönemi ile ilgili bilgilendirici bir kitap diyebilirim.

İşte hayal kırıklığına uğradığım kitaplardan birisi daha. Tabiki bu benim beklentime göre. Ben, gerçekten çok siyasallaştırıldığına inandığım ve Sami Selçuk'un da dediği gibi adına "Ergenekon" ismi verilen bir davayı, emekli olmuş ve hukuk konusundaki düşüncelerine değer verilen birinden okumak istedim. Onun için de Sami Selçuk'un bu kitabını seçtim. Fakat okuyunca gördüm ki, kapakla içerik hiç uyuşmuyor. Bana öyle geldi ki; kitabı çok sattırmak için isminde ilgi çeken "Ergenekon" kullanılmış. Ben de zaten buna aldanmış oldum. Yani kitabın içinde okumayı düşündüğüm konuları bulamadım. Kitabın büyük bölümü yazarın Yargıtay Başkanı iken 1999 yılında yaptığı adli yıl açılış konuşmasına, bekaretle ilgili bir yargılama şekline ve meşhur "367" kararına ayrılmış. Kesinlikle tavsiye edeceğim bir kitap değil.

Banu Avar'ın okumadığım kitabı yok sanırım. Banu Avar, kitaplarını olayların geçtiği yerleri bizzat gezerek ve oradakilerle görüşerek kaleme alıyor. Bu kitabında da küresel emperyalist güçlerin 'demokrasi', 'özgürlük' gibi kavramları kullanarak Ortadoğu, Afrika ve Orta Asya'da işgalleri nasıl gerçekleştirdikleri anlatılıyor. Burada şunu da belirtmeliyim: Bu kitabı açılımcılar, liberaller, dönek solcular, tasmalılar, çakma demokratlar ve yalaka taifesi kesinlikle beğenmeyecekler. Ama varsın beğenmesinler. Görünen köy kılavuz istemez. Yanıbaşımızda her şeyin nasıl cereyan ettiğini çok iyi görüyor ve takip ediyoruz. Okunmasını şiddetle tavsiye edeceğim bir kitap.

Kitabın yaklaşık yarısına kadar olan bölümü demokrasi ve dünyadaki tek parti sistemleri ile ilgili akademik tarzda bilgiler içeriyor. Bu bölümden sonrası ise AKP'nin iktidar sürecini irdeliyor. AKP'nin iktidar olduktan sonra, bu iktidarını pekiştirmeye yönelik bürokrasi, basın-yayın, yargı, sermaye, STK, üniversiteler, milli eğitim, emniyet gibi alanlarda yaptığı uygulamalar örnekleriyle ve somut olarak ortaya konuluyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin dönüştürülme çabalarının daha iyi anlaşılması için mutlaka okunması gereken bir kitap.

Yazarın ölümünden sonra alıp okuduğum bu kitapta çok güzel şiirler var. Vatanla, hasretle, inançla ilgili çok güzel şiirler kaleme alınmış. Klasikleşen ve dillerden düşmeyen 'Türkiyem' şiirini söylemeye bile gerek yok. Şehitlere yazdığı şu şiir de paylaşmaya değer:

Edirnekapı’nın şehitliğinde,
Göğsüme ay yıldız taktım ağladım.
Kabirlerin arasında dolaştım,
Yazılara baktım baktım ağladım.

Kimisi fidandır, kimisi çınar,
Yaraları hala sızılar, kanar,
Mermere dokunsan ellerin yanar;
Sarıldım bağrımı yaktım ağladım.
...........