E-Dergi

Thomas Mann'ın Büyülü Dağ'ı, "zaman"ın her duygu yoğunluğu altında aynı hızda akıp gitmediğine dair nasıl bir üslup şaheseri ise; Proust'un Kayıp Zamanın İzinde'si de "zaman"ın nesnel değil, kişisel bir zihinsel mesele olduğuna dair meşakkatli bir anlatı aslında. Sanat'ın bu hacimli eserde geçmiş/zaman/hisler üzerinde oynadığı esaslı rol ve hikayenin tümünde alttan alta duyulan müzik (Vinteuil sonatı cümleciği), edebiyat emekçilerine Tanpınar'ın Mahur Beste Evreni'ni de ayrıca hatırlatacaktır.

Okuma serüvenine edebiyatın birbirine selam duran dehlizlerinde devam etmek isteyen meraklı okuyucu! Bu kitap sana!

Türkiye'de üzerinde çok da fazla çalışma olmayan bir alanın, hem bi"linç" hem de bi"linç"altı uzantılarını toplumsal/siyasal/bireysel/kültürel düzlemlerde yorumlamaya; linç kavramının - çoğumuzu ustaca huzursuz edecek - hiç de fark etmediğimiz önkabullerine değinmeye çalışıyor; bizi "şey"lerin üstünde düşünmeye çağırıyor Tanıl Bora. Kalabalığın güruhlaşmasının dinamiklerini anlamaya çabalarken bizi düşünme sürecine ortak ediyor. Görece yeni bir alanı usta işi bir üslup ile okumaya meyledenler için güzel bir başlangıç.

Buradayız, damakta buruk, güzel bir tat bırakan bir ilk roman. Kerem Eksen okuyucuyu yormayan, saatlerce anlatsa (anlatıcı) saatlerce okunabilecek yumuşak bir üslup ile anlatıyor meramını. Gülümsetme kaygısı gütmeden hayatın içindeki detaylarla gülümsetiyor. Okunulası!

Yeraltı Edebiyatı'na yakın bir üslup var metinde. Öykü türünün sınırlarını zorlayan, ve belki bu sebeple Sait Faik Hikaye Ödülü'nü kaleminin hakkıyla alan, nevi şahsına münhasır bir yazar Bora Abdo. Farklılıklara açık olanlar için ufuk açıcı.

Türkiye'nin Linç Rejimi eseri ile alanına okkalı! bir katkı yapan Tanıl Bora'nın editörlüğünde rahatsız edici öyküler... Linç kavramına edebiyat içinden bir müdahale. Okunulası.